31 Ocak 2012 Salı

Bilmeniz Gerekenler: Temel Noktalar ve İncelikler

Aldığım yorumlardan anladığım kadarıyla, kullanılacak makyaj ürünlerinin saptanmasından sonraki "yapım" aşamasında sıkıntılar varmış, yapamayan oldukça fazla kişi varmış ve detaylıca açıklanmam istenmiş. Başımın üstüne...
Bunun çözümüne yönelik olarak; belirli "en" temel fonksiyonlardan başlamak uygun olur diye düşünüyorum.

1) Gözdeki bölümler
Anatomi dersinde değiliz, üstünüzdeki beyaz önlükleri çıkarabilirsiniz ladies. Rahatlayın, ve kendi gözünüzle bir ayna yardımıyla karşılaştırmaya çalışın.
Türkçeye çevireceğim, korkmayın. En önemli bölgeler: Crease, lid, outer corner. Bunlar nerelerdir ve neden önemlidir? Lid, göz kapağımızın direk kendisidir. Ne üstü, ne altı ne de kenarı bu bölgeye girmez. Crease, gözümüzü açtığımızda görünmez olan göz kapağımızın bittiği yerdir, yani kırışma/katlanma yeridir. Tüm amacımız bu crease denen yeri belirginleştirmektir, üstünde renk geçişleri yapmaya çalışmaktır. Outer corner ise her makyajda asıl vurguyu koyduğumuz dış kenardır. V şeklini farla vermeye çalıştığımız yerdir.

2) Göz Kapağı Tipleri
Şekli iyice incelemenizi özellikle isterim, çünkü gözünüzün ne şekilde olduğunu belirlemeden doğru makyajı yapmanız mümkün değil.  Örnek vermek gerekirse, benim göz şeklim zorlu gruplardan biri olan, sonuncu şekil hooded eyes kategorisinde. Çekik gözlüyüm ve göz kapağım gözümü açtığımda görünmez oluyor. Ben de normal makyajları kendime uygun hale getirip uyguluyorum. Ancak, blogda genel olarak 1. şekildeki klasik göz tipi için anlatıyorum, ve o anlatış şeklini göz şeklinize göre "siz" uygun hale getirmelisiniz.

3) Dağıtma
İşte en çok zorlanılan kısım burası. Farı sürdükten sonra nerden nereye kadar dağıtılması gerektiği ve hangi yoğunlukta renk kalacağı bir muammaymış, şimdi onu aydınlatıyorum.
Fotoğraftaki ben değilim, yaşım o kadar değil. Konuya dönersek, fırçanın şekline öncelikle dikkatinizi çekerim. Daha sonra da koyulduğu yere. Dağıtma işlemi her zaman az önce anlattığım "crease" ve "outer corner" kısımlarında yapılır.  Fotoğraftaki noktadan daha içeri gidilmez.
Gördüğünüz gibi, yarı smokey bu makyajda "crease" üstünden dağıtma yapılmış ve yoğumluk olarak da siyah griye dönmeden bırakılmış. Çok dağıtırsanız renk uçar gider. Ve umarım farketmişsinizdir, ki bu en önemli noktadır, asla kaşa yaklaşmamıştır bu far dağıtım işleminden sonraki görüntü. Kaçınmanız gereken en önemli şeydir.
Burda da yine "crease" üzerinden dağıtma yapılmış. Siyahın tonundan bile anlayabiliyoruz. Ama "outer corner"da asla dağıtma yapılmamış ve keskin bırakılmış.

Tüm bunları dağıtma fırçası olmadan yapamıyoruz tabi ki ve ben tüm postlarda bunu yineliyorum. Fırçasız bu işi yapamazsınız, çok net ve açığım sanıyorum ki. Fırça yatırımdır, vereceğiniz 100 küsür liraya acımanız gerekmez bu nedenle. Fırça olmadan istediğiniz makyaj ürününü alın, ruj dahil, hiç birini olması gerektiği gibi kullanamazsınız. Hayat, acı gerçekleri söyleyen bloggerlarla gelişir. xx






28 Ocak 2012 Cumartesi

L'oreal Infallible Far


Beni biliyorsunuz, ben drugstore tabir edilen-yüksek fiyatta ve kalitede markalar dışında kalan orta-düşük ölçekli kozmetik markalarından alışveriş yapmıyorum. Ama bu sefer, bu kremsi L'oreal farları yabancı bloglarda o kadar çok övüldü ki denemeye karar verdim.


Fiyatı, her zaman aldıklarıma göre oldukça cüzziydi. 24 liraya gri olanını aldım, adı da Flashback Silver.


İddia, 24 saat kalıcı olduğu yönünde. Ben de yaklaşık 6 saattir, far bazı ve sabitleyici ekstra farları kullanarak deniyorum ve iyi duruyor.


Yani, fena değil. Hem renk alternatifleri de hoş. Eğer bütçeniz kısıtlıysa, iyi bir alternatif. xx

26 Ocak 2012 Perşembe

Sevgililer Günü ve Fazlası


Sevgililer günü çılgınlığı başlamadan ve siz de sıkışmadan, daha planlı ve rahat davranabilmeniz için şimdiden kendi seçimim olan sevgililer günü makyajını anlatmaya karar verdim. Bu sefer sadece makyajla kalmayıp saç, kıyafet ve yiyecek-içecek'ten de bahsedip alışılmışım dışında davranmaya da yeltenmiş bulunuyorum. Enjoy!

Makyaj için kafamdaki plan asla öyle pembeler lacivertli şirini cicili sevgililer günü makyajları değil bilesiniz. Bir skala varsa cici'den kadınsı'ya doğru, en "kadın" noktada durduğunu belirterek başlarım bu makyajın. Şahsi tercihim de bu doğrultuda olacaktır. Odağı dudak olan bir makyaj düşünüyorum, bu sebeple gözleri smokey seviyesinde tutup dudaklara yoğunlaşacağız.

Gözler için her zamanki gibi öncelikle Mac Painterly Paint Pot'umuzu sürüyoruz, bu dağılmayı önleyecek tüm gece boyunca.

Daha sonra, Mac Carbon'ı tüm göz kapağımıza dağtmadan sürüyoruz. Sonra, temiz bir Mac 224'le dağıtmaya başlıyoruz ama bu dağıtma işlemi uzun sürecek çünkü işin tüm sihri burda. Ten pigmentlerinizle entegre olana kadar siyahı dağıtmalısınız, tabi kaşa ve burna çok yaklaşmadan.

Sonrasında, Mac'ten Electra isimli gümüş farı alıp gözün iç-yarısına dağıtmadan uyguluyoruz ve o şekilde bırakııyoruz. Aynı işlemi göz altına kalem çeker gibi, çizgi halinde uyguluyoruz.

Bolca rimel(Lancome Hypnose Drama) ya da takma kirpikle dramatikliği arttıryoruz ve gözlerimizle işimiz tamamlanmış oluyor. Şimdi dudaklar...

Sevgililer Günü için ultra alışılmış olduğu gibi kırmızı ruj kullanmamayı tercih ediyorum. Sevgililer Günü'nün rengi "Ben burdayım!" diye bağıran pespembe dudaklar olmalı. Cesur olun! Pembe-fuşya ruj için 3 tane en iyi seçtim, birini gönül rahatlığıyla seçip kullanabilirsiniz.
*MAC Girl About Town Lipstick
* Estee Lauder Signature Hydra Lustre Lipstick in Rich Berry
* YSL Rouge Volupté in Rose Culte

Uygularken, dudak kalemini keskinleştirmeyi ve çevresinden kapatıcı geçmeyi unutmayın. Pudrayla sabitleyin.

Saç için yine klasik saçma yan topuzlar, romantik buklelerden arındırılmış şıklık düşünüyorum. Saçlar toplanmamalı, ve maşa dağıtılmış olmalı. Aynı bunun gibi;

Elbise, kesinlikle dantel ve siyah olmalı. Bu tarz bir dantel elbisenin içine giyilecek siyah baz transparanlığı engelleyecektir.

Altında da en klas, siyah, kurdelesiz taşsız ve "kaliteli" bir ayakkabı giyip güven tazeliyoruz. Tabi Louboutin olması zor, ama mükemmeli yaratıyoruz görselimiz de o olsun.

Kırmızı şarapsız olacağını düşünmediniz tabi ki ama yanına sufle eklemeyi unutmuş olabilirsiniz. Hatırlatayım dedim.


En güzel 14 Şubat'lara... xx

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kazandıklarım!

3-4 post önce youtube'da bir çekiliş kazandığımı anlatmıştım. Şuan elime geçtiler ve inanılmaz heyecanlıyım çünkü Amerika'dan gelmesini bekliyorum günlerdir. Aldığım gibi makyajımı yaptım bunlarla, hiç vakit kaybetmedim.

Urban Decay Midnight Cowboy Palette+Lipstick
Urban Decay'in sadece Amerika'da bulunan muhteşem bir marka olmasıyla fiyatının fazlalığı birleşince alınamaz bir hale gelmişti ama artık benim de var!!!








Ulta Duş Seti
Veeee gümüş yusufçuk kolyesi
 Angela, hepsi için çok çok çok teşekkür ederim burdan da. Okumayacak olsan da, çok sevindim hepsine.
xx

22 Ocak 2012 Pazar

Rooney Mara-W Magazine Makyajı


Bugün Ejderha Dövmeli Kız'ı izledim ve büyülenmiş vaziyette eve döndüm. Rooney Mara, başroldeki hatun karakterimiz, beni kendine hayran bıraktı, daha ilk dakikadan. Tamam, bir çok kişi için fazla marjinal ama tam benlik diyeceğim bir şey varsa budur. W Magazine için verdiği pozlara, fotoğrafçı kimliğimle, ayrı bir taptım ve blogda makyajı anlatmak istediğimi farkettim. Tabi ki çekim makyajı olması sebebiyle kullanılabilir değil pek, ama hep söylediğim gibi, kalıbı alıp 3-5 kat hafifini yapabilirsiniz her zaman. Yeter ki planı çıkarmayı başarabilin.
Planı çıkarmakla başlıyoruz her zamanki gibi. Dikkat çekmesi gereken noktalar: kaşlar nötralize edilmiş, göz altı siyahlığı çok karıştırılmamış, dudaklarda fondöten rengi nude duruş seçilmiş. Başlayalım:

Bu sefer çoğu makyaj tekniğinden farklı bir yol izleyeceğiz. Gözdeki siyah dağıtılmayacağı için, öncelikle kalemle şeklini çizmemiz gerek. Lancome Artliner'ı kalem görevinde kullanacağız çünkü normal kalem akar. Eyeliner'ımızla yukarı doğru ivme kazanan bir kuyruk ve kaşın biraz altında biten bir birleşmeyle aynı fotoğrafta görülen siyah kısmın şeklini çiziyoruz.

Daha sonra, boş kalan şekli Make up Forever Aqua Black'le fırça yardımıyla keskin bir şekilde dolduruyoruz.

Sonra, dağıtma fırçamızla(Mac 224) keskinliği "çok hafif bir şekilde" dağıtıyoruz. Asla smokey seviyesine getirmiyoruz olayı.

Az önce kullandığımız fırçayla, aynı krem siyah farı göz altımıza oldukça kalın bir şekilde sürüyoruz ama dağıtmıyoruz.

Dudaklar içinse, kullandığımız fondöteni dudaklarımıza yaymadan sadece dokundurarak sürüyoruz. Mümkün olduğunca solgun olmalı.

Ve bu kadar, şimdi ek olarak kaş yok etme kısmını hafifçe anlatayım... Bildiğimiz prit yapıştırıcıyı kaşlarımıza sürüyoruz. Korkmayın, öyle kalmıyor. Hemen çıkıyor yıkarken. Sonra üstüne fondöten sürüp kaşlarımızı yok ediyoruz. Bu tarz durumlarda isterseniz kaşı baştan çizebilirsiniz, ki bu yöntem onun için kullanılır.

Rooney Mara, sana taptım. Hani bilgin olsun diye....xx

21 Ocak 2012 Cumartesi

Golden Globe Furyasının Ardından...

Yazıldı, çizildi, kritikler yapıldı tonlarca blogda falan; tabi yani ilgi alanına göre farklılık gösteren bir kritik işlemi oldu bu. Ben mesela kalkıp şimdi bu insanların kıyafetlerini ve tasarımcıları hakkında ne düşündüğümü(ki tasarımcılardan ve stillerinden oldukça iyi anlarım) yazsam bu bloğun konseptine uymaz. Yine atarlı bir girişten ve sosyal mesajdan sonra, makyaj açısından en'leri seçip bu Golden Globe akımına dahil olarak konuyu kapatıyorum.

En iyiden başlamak pek alışılmış değil ama tahmin edilmesi zor olmadığı için heyecan yaratmaya gerek yok;
Pek tabi ki zat-ı muhterem Angelina Jolie.

Bu makyaj, kırmızı halıların, ödül törenlerinin en klasik makyajı normal şartlarda. Alışılmışın dışında hiç bir durumu yok makyajının. Ama o kırmızı rujun kan kırmızısı değil de daha soft alt tonlu bir kırmızı olması, ayrıca 3 boyut yaratmak için tonlarca işlemden geçmemiş olması, bunun da dışında o eyeliner'ın keskinliği ve kuyruk uzunluğunun tam yerinde olması... Açık ara en iyisi Jolie'ydi, yanına yaklaşan bile yok.

En iyi renk kullanımı: Emma Stone

Açıktan koyuya giden, hala siyah saylılabilecek, ama smokey çizgisine geçmemiş, keskinliğini koruyup gradyasyonu da eksik etmemiş olması onu renk kullanımı konusunda bir kaç adım ileri götürüyor. Renk derken, pembeler yeşiller değil yani. Zaten bu tarz bir gecede o şekilde bir görüntüyü hayal bile edemiyorum.

En oryantalist makyaj: Georgina Chapman

Makyajında, renk ve kalıp olarak bir oryantalizm seçemememiz onun ne kadar oryantalist olduğu gerçeğini  değiştirmiyor. Bronzer'ın yerinde ve iddialı kullanımı, saç rengi ve takılarıyla birleşmiş "sürme" çizgisine kaçan eyeliner'ıyla gecenin Doğu rüzgarı kendisi oldu.

En şaşırtmayan, beklenenden de öte gitmeyen makyaj: Natalie Portman

Klasik Natalie Portman, hem duruşu hem saçı hem makyajıyla bir Natalie Portman tarif edilecek olsa, bu şekilde olurdu zaten. Stabil olmak iyidir tabi.

En iyi olgun yaş makyajı: Nicole Kidman

Başkasına layık görmek ne mümkün...Kidman, yıllardır muhteşem makyajlarıyla zaten çizgisine adını yazdırmış biridir, makyözü de üstadtır, ellerine sağlık.

En "cool" makyaj: Rooney Mara

Siyah makyajının çok net ve makasla keser gibi çizgisel olması bir nebze ama, onu cool yapan tamamen şahsıdır. Selamlar efendim.

En marjinal makyaj: Tilda Swinton

Makyajı nerdeyse yok, nerdeyse dünya umrunda değil ve hala muhteşem. Çok üzgünüm makyaj küpü katılımcılar ama budur. Hani, budur yahu. Bunu yapın canımı yiyin.

En kötü makyaj: Michelle Williams

O göz altındaki ince ve derinliksiz kalem, dudaklarda nerdeyse olmayan renk, saçındakine bulaşmak bile istemiyorum. Ya çok pardon da, Golden Globe's here, hello?

Bakın çok kötü konuşmadım farkındaysanız, iyiler iyi. Genel olarak.. xx