22 Ocak 2015 Perşembe
ALGENIST Firming&Lifting Cream Alguronic Acid+ProPeptide3 İncelemesi
Günaydııııııın!
Bugün skincare incelemesi günü, ve şuradaki yazımda görebileceğiniz gibi 29 Ekim'den beri kullandığım Algenist kremin incelemesini yapabilecek deneyimleme süresine geldim. Buyrun!
Herkesin bildiği üzere son 2.5 senedir YSL'in Forever Youth Liberator serisini skincare rutinimin ana ürünleri olarak kullanıyordum. Deneyimlerimi ve neler aldığımı burada ve şu yazıda anlatmıştım zaten. Ama bir süre sonra göz kreminin gözlerimde yanma yapmaya başlaması sebebiyle tüm setten vazgeçip yeni bir skincare line arayışına girmiştim. 29 Ekim Sephora alışverişimi oradaki dermatologla beraber gerçekleştirdim ve kozmetik değil dermatolojik seride olan Algenist'i denemeye karar verdim.
Algenist'in Alguronic Acid ve ProPeptide3 bileşimini anahtar olarak kullanan Firming&Lifting serisinin bu kremini 20-27 yaş arası kurudan karmaya dönük ciltlere önerdiklerini söyleyerek başlayayım. Gittiğim gün 6 saatlik yol sonrası feci yorgun bir ciltle Sephora'daydım ve dermatolog daha o an kremi uygulayıp nasıl bir his yarattığını deneyimlememi istedi. Öncelikle Clarisonic temizliği ve ardından bu krem, gerçekten spa etkisi gibi bir şey oldu ki Ankara'nın göbeğindeki tıklım tıkış Sephora'da spa huzuru bulmak falan düşünülemeyecek şeyler. Tabi ki kastettiğim durum yüzümdeki rahatlama ve nemlilik hissiydi.
Bu kadar nemlendirdiğine göre yarım saat emmesini bekleyeceğiz artık diye düşündüm içimden, ve bu düşüncenin aklımdan geçmesinden yaklaşık 1.5-2 dk sonra dermatolog yüzüme dokunabileceğimi, istersem bir de hemen seçtiğim fondötenle ten makyajı uygulamasını o an yapabileceğimi, hiç bir zorlukla/yapışkanlıkla/ağırlıkla karşılaşmayacağımı söyledi. Yüzüme dokunduğumda abartısız hiç bir ürün yüzeyde kalmamıştı ve muhteşem nemli bir cilt hissi elime geliyordu. Saçma bir şekilde kalakaldım, çünkü çok çok çok nemlendirdiğini hissetmeme rağmen cilt yüzeyimde hiç bir şey yoktu. Üzerine her zamanki fondötenimi uygulattım, muhteşem bir makyaj altı baz nemlendiricisi de olduğunu, emmesini bekleme işkencesi olmadığını da teyit etmiş oldum. Tabi ki aldım, ama uzun vadeli sonuçlarını bu zamana kadar düzenli kullanımımda aldım.
Günde 2 kez gece ve gündüz kullanılması tavsiye edilmesine rağmen ben her gün iki kere kullandığımı söyleyemem. Makyaj yapmadığım günler sadece gece bakımımdaydı, makyaj yaptığım günlerse hem gece hem gündüz rutinimdeydi. Sıkılaştırma ve renk tonu düzenlemesi ilk vaatleri arasında olduğu için oraya yoğunlaşayım çünkü zaten ne kadar nemlendirdiğini az önce anlattım. Sıkılaşmayı elmacık kemiği üstü ve çene-boyun arasında net bir şekilde hissediyorum. Alında bir değişme yok. Renk tonunu düzenlediğinden çok çok çok eminim, çünkü kırmızılıklarım kış olmasına rağmen neredeyse yok olma raddesine geldi (Burun kenarı kırmızılığı dışında, o kadınlarda biyolojik bir renk dengesizliği çünkü).
Dermatolojik olması benim için bir artı tabi, biyoteknoloji vs olayı. Kozmetik olan skincareleri de kullanıyorum öncekilerden bildiğiniz üzere. Bir taraf tutma durumum yok yani.
Cildimi kurudan yağlıya falan çevirmek gibi bir şey yapmadı çok şükür, çünkü gerçekten tereddütlerim vardı bu kadar çok nemlendirmesinden sonra ne olacak diye. Ancak bunu sürüp nemsiz ya da kuru hissettiğim tek sefer bile olmadı.
Oldukça sevdim özetle, o yüzden bu kadar uzun uzadıya yazıyorum. 60 ml olduğu için de baya bir müddet gidiyor. Bereketli bir ürün, çok fazla almaya gerek kalmıyor uygularken. Şimdi aklımda aynı serinin peeling ve serumu var. Bu bitince tabi ki yine aynısını bir kere daha alacağım, o kesin.
xx
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder