28 Ocak 2015 Çarşamba

SCRAPBOOK NASIL YAPILIR? MALZEMELER NEREDEN ALINIR, NE İŞE YARAR?


Merhabalar!
1 aya yakın bir süre önce bu scrapbook furyasının tekrar gündeme geldiğini ve bilgilendirmeyle ilgili bir yazı isteyip istemediğinizi sormuş ve olumlu yanıtlar almıştım. Bu yazıyı yazmamın asıl amacı, ürünleri ve bulunabilecekleri yerleri açıklamak. Türkiye'de craft-DIY ürünlerini bulmak Amerika'daki kadar kolay değil, bir Michael's yok mesela burada-yenilebilir altın taneleri bulmak iki saniyelik iş değil vs. O yüzden, bu yazıya Scrapbook fikirleri olarak değil, ürün fikirleri olarak bakarsanız daha yararlı olacaktır. Scrapbooking çok özel ve kişisel zevke dayalı bir hobi olduğu için fikirler de herkesin kendi zevkine göre değişecektir zaten.

ÖNEMLİ: Belirttiğim internet siteleriyle ya da markalarla/mağazalarla/marketlerle hiç bir şekilde sponsorluğum ya da ücretsiz ürün deneme anlaşmam yoktur. Hepsini kendim keşfedip kendi paramla aldım.

Öncelikle, bu iş için Polaroid kameranızın olması gerekmediğini, benim konseptimin dahilinde olduğunu ama kesinlikle zorunluluk olmadığını belirterek başlamak isterim. Benim Instax Mini pembe polaroidimin incelemesini ayrıca okumak isterseniz o da burada.




Başlangıç noktamız tabi ki bir scrapbook. Yani bu işi yapacağımız bir kitap/defter. İnternette scrapbook defterleri saçma fiyatlara satılıyor, ama temel olarak bildiğimiz defter. Sayfalarının kalın olmasına dikkat etmek dışında hiç bir ekstra özelliğe bakmanıza gerek yok. Benim defterim siyah kartonlu, ama siz yine düz beyaz ya da renkli sayfaları olanları da alabilirsiniz. Ben bunu D&R'dan almıştım.


Bu olayda amacımız hatıraları en tatlı, sevdiğimiz, renkli şekillerde bu defterde biriktirmek. Genellikle orjinal amacında üst üste, dağınık biçimde, çok uğraşılmamış görüntüde ama çok renkli ve tatlı ürünlerle bunu yapmak var. En ufak örneği vermek gerekirse, bir fotoğraf yapıştıracağınız zaman bantları düzgün bir şekilde kesmek yerine kopartmak ya da yamuk kesmek gibi-yukarıda benim bir sayfamdan görüyorsunuz mesela.




Tabi bantlarımızın mümkün olduğunca şirin, estetik ve özgün olmasını istiyoruz. O yüzden, washi tape denen bu renkleri bantları kullanıyoruz. Türkiye'de biraz pahalıya satılıyor, her şeyde olduğu gibi. D&R'da hem pahalıya hem de çeşitsizliğe mecbursunuz, o yüzden bunun için orayı tavsiye etmiyorum. Ben kendikilerimi ibeking isimli siteden aldım, Türkiye'den bir site. Google'a renkli bant satın al vs. gibi şeyler yazınca karşıma çıkmıştı. Gayet güzel ürünler var, ama işte her şeyi almak istemenize rağmen bir tane alıyorsunuz pahalı olduğu için.



Fotoğraflarınızı renkli bir şekilde çerçevelemek isteyebilirsiniz, o zaman şu tarzda çerçeve etiketlerini kullanabilme imkanınız var. Bin çeşit ve rengi var, set halinde satılıyor ve oldukça cüzzi bir fiyata. Yer tabi ki Ebay. Satıcı belirtmiyorum çünkü hepsi aynı fiyata satıyor neredeyse Çin'den Hong Kong'dan vs. Arama kısmına photo frame sticker gibi şeyler yazarsanız çıkıyor.



Scrapbook aktivitesinde önemli bir yeri olan bu kağıtları da ibeking'den almıştım. Renkli kaplama/süsleme kağıtlarının olduğu bir kitap bu, istediğiniz şekilde kesip üzerine bir şeyler yazıyorsunuz ve scrapbook'unuza yapıştırıyorsunuz.


Yazdığımız şeyleri ya da yapıştırdığımız hatıra içerikli nesneleri(biletler, fişler, bozuk paralar, aklınıza gelen ve yapıştırılabilecek her şey) süslemek istediğimizde de bu tarz renkli şeritleri kullanabilirsiniz. Bunu Ikea'dan almıştım ama çoğu yerde bulunabiliyor.


Aynı amaç için, çok ünlü olan bu Baker's Twine ipleri de alabilirsiniz. Tüm yabancı inspirational sayfalarda görmüşsünüzdür, farklı renkleri de var. Ben, yine şans eseri bulduğum funbou adlı siteden aldım, o da Türkiye sitesi.



Bakers Twine iplerin olmazsa olmazı bu ufak karton etiketler. Üzerine istediğinizi yazıp Bakers Twinelarla bir şeye bağlayabiliyor ya da defterinize yapıştırabiliyorsunuz. Bunlar da aynı siteden bu arada.



Instagram'a koyduğum günden beri neredeyse her gün nereden aldığımın sorulduğu ürün, Dymo Omega manuel etiket yapma makinası da scrapbookumuz için harika bir yardımcı, ayrıca evdeki organizerlarımız için de çok tatlı etiketler yazmamızı sağlıyor. Kabartma yapıyor olması ayrıca kalite katıyor ve fiyatı da performansa göre çok makul. Tabi içindeki bantın bitmesi durumunda kullanmanız için yedek bant kartuşları da almanızı öneririm. Ben üsttekileri Office1Store'un sitesinden buldum.


Tabi ki renkli kalemler olmazsa olmazımız, ve siyah ya da koyu renge yazıyorsanız metalik ve fosforlu olanları tercih etmeniz daha hoş olacaktır. Uniball Signo altın rengi ve fosforlu pembe kalemleri yine D&R'dan almıştım.




Kalem ya da etiket makinasıyla yazmak yetmiyorsa, alternatiflerimiz tükenmiyor ve karatahta boyalarından alıp tebeşirle yazabilir hale geliyoruz. Karatahta boyasının orjinali tabi ki siyah, yani karatahta adı üstünde, ama her rengi var. Ben tabi ki pembesini aldım. Fırçayla defterin herhangi bir kısmını ya da tüm sayfasını boyayıp üzerine tebeşirle istediğinizi yazabilirsiniz. Bu ürünü yanlış hatırlamıyorsam hobimarketim isimli internet sitesinden almıştım.




Karatahta boyasıyla yapabileceğiniz scrapbookingle sınırlı değil tabi; mason jarlarınızı da boyayıp yazı yazılabilir hale getirebilirsiniz. Bu arada, bu tebeşirlerin kalem versiyonları da var, tozsuz vs. Ama bence old-school tozlu tebeşirin yerini tutamaz.



Sayfalarınıza magnet yapıştırmak isteyebilirsiniz ve bunun için de bu tarz bir ürüne ihtiyacınız olacak. Blok halinde satılan bu yapışkanlı magnet ruloları her yerde işinize yarayan ürünler-depot farlarınızın arkasına bile bunları kullanabilirsiniz. Yine funbou sitesinden bulup almıştım.


Son olarak, tabi ki sprey boyalar. Scrapbook'unuza stensil(şekilli şablon) yardımıyla istediğiniz şekilleri temiz bir şekilde boyayabilirsiniz. Bende üstteki pembe ve altın rengi var Art Deco markasının, ama her rengi mevcut. Hobimarketim'den aldım yine bunu da. Rengini görmeniz için klasik Ikea blogger fırça kabımı boyadım.

Evet, işte böyle. Gördüğünüz gibi çeşitlerin, yaratıcılığın sınırı yok. Ne isterseniz yapabilirsiniz aldıklarınızla. Ben sadece Türkiye'de bulabileceğiniz yerlere bir kaç örnek vermek istedim. Tekrar belirtiyorum: Bu sitelerin hiç biriyle sponsorluğum ve ya ücretsiz deneme ürünü alma bağım yoktur. Hepsini kendim arayıp buldum ve tabi ki kendi paramla aldım. 

Siz de scrapbook fikirlerinizi ve ürünlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim!

xx

26 Ocak 2015 Pazartesi

MAC Mineralize Rich "Dreaminess" Ruj İncelemesi//Review: Mac Mineralize Rich "Dreaminess" Lipstick


Günaydın! Herkese iyi haftalar diliyorum;
Bugünkü incelemese Mac'in Mineralize Rich serisindeki rujlardan Dreaminess üzerine olacak!

Good morning everyone, I hope you have an amazing week!
Today's review will be on Mac Dreaminess lipstick from their Mineralize Rich line.



Mac'in normal ruj serisi dışında kalıcı olarak piyasaya sürdüğü bu mineralize rich serisi sanıyorum ki 1.5-2 yıldır mevcut. Ben nedense ne rujun tüpüne, ne de renklerine çok fazla heyecan duymadım o sebeple hiç almaya kalkışmamıştım. Barbie/cotton candy pembeleri çok sevdiğim zaten biliniyor, ben de yine zevkimden şaşmadan o tarz bir rengin mineralize hali nasıl olur merakıyla Dreaminess'ı aldım.

I have never felt a strong excitement towards this second permanent lipstick line of Mac-apart from the original line. Neither the tube, nor the colors attracted me within these 1-5,2 years. But I wanted t try my all time fav lip color(Barbie/cotton candy pink) in a mineralize form. So I purchased Dreaminess.



Mineralize olunca tabi ki daha ıslak görünümlü ve nemlendirici (satin ya da amplified bir Mac'e göre) bir hal alıyor ki ben bu ıslaklık olayını hiç sevmiyorum, hele ki hakkını vererek kullandığım bu tarz renklerde. O yüzden benim için en sevdiğim rengin mineralize hali değil de zahmetsiz, pek kendini göstermeyen, öylesine sür çık tadında bir ruj.

It looks shinier and a bit more moisturizing than regular Mac lipsticks(satin and amplified specifically) when it's mineralize however I really dislike this wet-shiny type of look especially on my fav colors. For me, this is a kind of apply-n-go, no special attention, an average lipstick to wear effortless product.



Tabi ki, dünya üzerinde en en en en en sevdiğim ruj olan ve artık yıllardır her ruj postunda söylemekten adını eskittiğim Snob'la karşılaştırmasını yapacaktım zira benim için zaten olay Snob'a çok yakın bir rengi mineralize rich serisinden bulmaktı. Gördüğünüz gibi renkler oldukça yakın, ama Snob çok daha opak ve bir tık daha koyu. Dreaminess ıslak bitişli gül kurusu.
Kalıcılığının Snob'dan fazla olması teknik olarak zaten mümkün değil çünkü Snob Satin. O yüzden çok yerlerde olmayan bir kalıcılık ama yenileme gerektiriyor denecek türden.
Benim gibi Barbie pink rujları tüpten direkt olarak en opak haliyle sürmeyi sevmiyorsanız ya da fazla nude buluyorsanız bu aynı tonda daha sürülebilir bir alternatif olması açısından işinize yarayabilir.

Obviosuly I was gonna compore this with my all time fav-addiction-one and only Snob cuz I was accurately looking for a Snob color in mineralize rich line. So, as you can see, Snob's way more opaque and tiny bit darker whereas Dreaminess is wet-finish dirty rose color.
The persistency of Snob is much better than Dreminess but this's not a con-just a difference between the facts that Snob is satin.
If you don't like wearing out there Barbie pink doll-like heavy color, this might be a good alternative for you to wear the same color in a more settle way.

xx

22 Ocak 2015 Perşembe

ALGENIST Firming&Lifting Cream Alguronic Acid+ProPeptide3 İncelemesi


Günaydııııııın!
Bugün skincare incelemesi günü, ve şuradaki yazımda görebileceğiniz gibi 29 Ekim'den beri kullandığım Algenist kremin incelemesini yapabilecek deneyimleme süresine geldim. Buyrun!




Herkesin bildiği üzere son 2.5 senedir YSL'in Forever Youth Liberator serisini skincare rutinimin ana ürünleri olarak kullanıyordum. Deneyimlerimi ve neler aldığımı burada ve şu yazıda anlatmıştım zaten. Ama bir süre sonra göz kreminin gözlerimde yanma yapmaya başlaması sebebiyle tüm setten vazgeçip yeni bir skincare line arayışına girmiştim. 29 Ekim Sephora alışverişimi oradaki dermatologla beraber gerçekleştirdim ve kozmetik değil dermatolojik seride olan Algenist'i denemeye karar verdim.



Algenist'in Alguronic Acid ve ProPeptide3 bileşimini anahtar olarak kullanan Firming&Lifting serisinin bu kremini 20-27 yaş arası kurudan karmaya dönük ciltlere önerdiklerini söyleyerek başlayayım. Gittiğim gün 6 saatlik yol sonrası feci yorgun bir ciltle Sephora'daydım ve dermatolog daha o an kremi uygulayıp nasıl bir his yarattığını deneyimlememi istedi. Öncelikle Clarisonic temizliği ve ardından bu krem, gerçekten spa etkisi gibi bir şey oldu ki Ankara'nın göbeğindeki tıklım tıkış Sephora'da spa huzuru bulmak falan düşünülemeyecek şeyler. Tabi ki kastettiğim durum yüzümdeki rahatlama ve nemlilik hissiydi.


Bu kadar nemlendirdiğine göre yarım saat emmesini bekleyeceğiz artık diye düşündüm içimden, ve bu düşüncenin aklımdan geçmesinden yaklaşık 1.5-2 dk sonra dermatolog yüzüme dokunabileceğimi, istersem bir de hemen seçtiğim fondötenle ten makyajı uygulamasını o an yapabileceğimi, hiç bir zorlukla/yapışkanlıkla/ağırlıkla karşılaşmayacağımı söyledi. Yüzüme dokunduğumda abartısız hiç bir ürün yüzeyde kalmamıştı ve muhteşem nemli bir cilt hissi elime geliyordu. Saçma bir şekilde kalakaldım, çünkü çok çok çok nemlendirdiğini hissetmeme rağmen cilt yüzeyimde hiç bir şey yoktu. Üzerine her zamanki fondötenimi uygulattım, muhteşem bir makyaj altı baz nemlendiricisi de olduğunu, emmesini bekleme işkencesi olmadığını da teyit etmiş oldum. Tabi ki aldım, ama uzun vadeli sonuçlarını bu zamana kadar düzenli kullanımımda aldım.

Günde 2 kez gece ve gündüz kullanılması tavsiye edilmesine rağmen ben her gün iki kere kullandığımı söyleyemem. Makyaj yapmadığım günler sadece gece bakımımdaydı, makyaj yaptığım günlerse hem gece hem gündüz rutinimdeydi. Sıkılaştırma ve renk tonu düzenlemesi ilk vaatleri arasında olduğu için oraya yoğunlaşayım çünkü zaten ne kadar nemlendirdiğini az önce anlattım. Sıkılaşmayı elmacık kemiği üstü ve çene-boyun arasında net bir şekilde hissediyorum. Alında bir değişme yok. Renk tonunu düzenlediğinden çok çok çok eminim, çünkü kırmızılıklarım kış olmasına rağmen neredeyse yok olma raddesine geldi (Burun kenarı kırmızılığı dışında, o kadınlarda biyolojik bir renk dengesizliği çünkü).

Dermatolojik olması benim için bir artı tabi, biyoteknoloji vs olayı. Kozmetik olan skincareleri de kullanıyorum öncekilerden bildiğiniz üzere. Bir taraf tutma durumum yok yani.

Cildimi kurudan yağlıya falan çevirmek gibi bir şey yapmadı çok şükür, çünkü gerçekten tereddütlerim vardı bu kadar çok nemlendirmesinden sonra ne olacak diye. Ancak bunu sürüp nemsiz ya da kuru hissettiğim tek sefer bile olmadı.

Oldukça sevdim özetle, o yüzden bu kadar uzun uzadıya yazıyorum. 60 ml olduğu için de baya bir müddet gidiyor. Bereketli bir ürün, çok fazla almaya gerek kalmıyor uygularken. Şimdi aklımda aynı serinin peeling ve serumu var. Bu bitince tabi ki yine aynısını bir kere daha alacağım, o kesin.

xx

21 Ocak 2015 Çarşamba

Milani 03 Berry Amore Allık İncelemesi//Review: Milani 03 Berry Amore Blush


Günaydın!
Instagram Amerika alışverişlerimden sonuncusunda son anda bu Milani allığı da siparişime eklemiştim. Milani'nin çok ahım şahım, süpersonik bir drugstore markası olduğunu ve allıklarını mutlaka denemem gerektiğini söyleyen bir çok blog yazısı okumuştum, merak ettim haliyle.
Sonunu başından söyleyeyim hikayenin madem; Tam bir fiyasko.





Turuncu-şeftali allıklardan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsunuz zaten. Ben de ismi BERRY olan bir allığın TABİ Kİ turuncu olmayacağını düşünerek bu rengi sipariş vermiştim. Sonuç: Koyu turuncu SİMLİ iğrenç bir renk. Berbat.



Hatta artık koyu kiremiti, turuncuyu da geçip kahveye falan da çalan bi renk. İçinde koca koca altın rengi sim parçaları var. Yani, daha ucuz bir kombinasyon, daha kötü bir renk olamazdı. Tebrikler Milani, hayatımda yanlışlıkla da sahip olmuş olsam aldığım en berbat allık oldu bu. Başarı tabi.
Berry Amore olayını da bir gözden geçirin isterseniz firma olarak. Berry? Bu renk?
Neyse daha fazla uzatmak istemiyorum. Rezil bir renk, berbat bir simli yapı. Bu kadar.
.

xx

19 Ocak 2015 Pazartesi

MAKEUPGEEK "Moondust" Far İncelemesi//Review: Makeup Geek "Moondust"


Günaydın!
Herkese iyi bir hafta diliyorum. Makeup Geek alışverişimde 2 far vardı ve birinin incelemesini şurada yapmıştım. Şimdi de ikincisinin incelemesini yapıyor olacağım.

Good morning everybody!
I wish you a beautiful week. I had 2 eyeshadows from Makeup Geek, and I've already reviewed one. Now, it's the second one's turn.



Moondust, ışıltılı bir taupe olarak tanımlanmış kendi sitesinde. Benim içinse, küllü bir sıcak taupe, tabi ki ışıltılı. Satin Taupe en yakın dupe'u olarak gösterilse de kendisi Satin Taupe'dan kat kat daha sıcak ve onun gibi mora kaçmıyor.

Moondust has been decribed as shimmery silver taupe in the official website, and for me it's ashy greyish warm taupe with a settle shinyness. It was generally compared with Satin Taupe but they're slightly different to be honest. Moondust is way warmer.





Gördüğünüz üzere, Moondust içinde altın yansımalar barındırıyor, bu nedenle oldukça sarımsı bir gri. Satin Taupe'da yaşadığım mora çalma sorununu daha önceden şurada yazmıştım, ve Moondust'ta böyle bir sorun yaşamamış olduğuma fazlasıyla memnunum.
Yapısı gayet yumuşak ve kolay sürülüyor, blending işlemi için gayet uyumlu. Yalnız, blendingi abartmaya hiç gelmiyor, çünkü bir anda kirli bir far görüntüsü alıyor ki cidden berbat duruyor.
O yüzden blendingi geçiş renkleriyle yapmak bu far için daha uygun.
Ben memnun kaldım şahsen, bir Burlesque kadar delirmedim ama günlük makyajımda sıkça kullandım.

As you can see, Moondust has gold shines in it so it looks yellowish grey rather than purpleish. I had written my Satin Taupe complaints on purpleish transformation here, and I did not experienced such problem with Moondust, luckily.
It's soft and easy to blend as consistency brings along, but it looks so muddy if you overblend. I recommend blending it with a soft transition color.
Even if I did not fall in love with this as I did as Burlesque, I still like it and use it on my everday make-up.

xx