29 Haziran 2013 Cumartesi
MAC Mocha Allık İncelemesi ve MAC Blushbaby Allık ile Karşılaştırması
İyi cumartesiler ve merhabalar;
Allık konusunda pembelerden gittiğimi ve şeftali tonu allıklardan mümkün olduğunda uzak durduğumu farketmişsinizdir. Bir süre sonra, beğendiğim tonların da birbirlerine çok yakın olduğunu farkettim ve elimde zorlasam birbirinin aynısı olabilecek iki allık buldum. Biri, çok sık kullandığım Blushbaby, diğeri de ender kullandığım Mocha.
Mocha'yı da Blushbaby'i de alalı uzun zaman oluyor ama Mocha'nın review'unu yazmamışım. Hem inceleme yazısı olsun, hem de Blushbaby ile kıyaslayalım diye cumartesi postu olarak bunu seçtim.
Mocha, MAC'in sitesinde soft plum-pink olarak geçiyor. Bana kalırsa, pembesi yoğun bir gül kurusu rengi. Açık tenlerde çok hoş bir görüntüsü var, buğdaydan daha koyu tenlerde gözükmüyor. Sheertone olduğu için tek sürüşte değil de bir kaç sürüşte koyuluğa ulaşıyorsunuz. Bana kalırsa bu allığın negatif yönü de buna bağlı pigmentasyonunda. Ben pigmentasyonunu yeterli bulmuyorum. 50 kat sürmek istemiyorum aynı şekilde. Ama derseniz ki ben belli belirsiz pembemsi bir allık istiyorum, işte o zaman bu allık sizin aradığınız ürün.
Blushbaby ise, MAC'in sitesinde beige-pink şeklinde tanımlanmış. Katılıyorum, ama yine de benim tanımım kirli gül kurusu olur bu allık için. Bu allığın çok değişik bir özelliği var, eğer allık sürme tarzınız benim gibi kontur bölgesine sert bir şekilde uygulamaksa, yani elmacık kemiklerinde şirin bir görüntüden ziyade sertliği seviyorsanız, bu allık hem kontur hem de allık oluyor. Düşününce biraz saçma, pembe bir renkle nasıl kontur yapılır diyebilirsiniz ama içindeki bejlik ve kırık gül kurusu pigmentler sebebiyle hem kontur gölgesi oluşturup hem de pembe rengini veriyor. Bence inanılmaz başarılı ve çok ender rastlanabilen bir özellik. Pigmentasyonu da Mocha'dan kesinlikle daha iyi.
Solda Mocha, sağda Blushbaby
Birlikte olan swatch'ta da görebileceğiniz gibi, uzaktan baktığınızda resmen aynılar. Ama sürüş, duruş ve uygulama kalitesi açısından Blushbaby Mocha'yı ezer, çok net. Kontur özelliği de cabası zaten. Kontur allıkları doğal olarak yanakları renk bazında ufak da olsa koyulttuğu için, ve ben bunu hiç istemediğim için, hem beyazlığı koruyup kontur yapabileceğim, hem de pembelik katabileceğim bir durumu yaratan Blushbaby'e saygılarımı iletiyorum. Koyu ve ağır göz makyajımın vazgeçilmez sakin allığı olduğunu da belirtmekte fayda var tabi.
xx
25 Haziran 2013 Salı
Tek Sevdiğim Mavi Far: Lancome Color Design
Merhabalar;
Sıkı takipçilerim bilecektir ki, mavi fardan nefret ederim. Çok sıkı olmayan takipçilerim de bilir ki, mavi fardan gerçekten nefret ederim. Benim için, ucuzluğun renk ve ürün kombini mavi fardır. Ama gel gör ki, her zaman güvendiğimiz markaların mavileri, özellikle neon olanlar, bu fikrimi kırmaya yaklaşabiliyor. Yaklaşmaktan da ötesini yapıp gerçekten beğenimi toplayan tek mavi farsa Lancome'un bu farı.
Gördüğünüz gibi bu mavi, neon turkuazımsı ama yeşili bir turkuaz kadar çok olmayan gök mavisinde. Pigmentasyonu harika ve yapısı o kadar yumuşak ki genelde bu tarz net renkli farlarda karşılaştığımız sertlik sorunuyla karşılaşmıyoruz. Bu rengi yakalamak için 5 kat sürmenize de gerek yok, Lancome'un pigmentasyonları zaten çoğu zaman inanılmazdır.
Hiç sevmediğim bir mavi olan Mac Moon's Reflection ile yan yana swatchlayınca farkı daha net görüyoruz. Bir kere mat mavi, her şekilde parlak maviyi sollar zaten.
Beraber kullanımı en çok sevdiğim renklerse toprak tonları ve şeftali tonlu açıklar, çünkü bu neonluğu dengelemek gerekiyor. Yukarıdaki kombinlerde üst kısımda: Solda Mac All That Glitters, sağda Mac Constructivist Paint Pot
Altta: Solda Mac Cork, sağda Mac Swiss Chocolate
Benim gibi mavi fardan nefret ediyorsanız, bir şans verin derim.
xx
22 Haziran 2013 Cumartesi
Neon Makyaj: Nelerle Kullanılır, Nelerden Kaçınmak Gerekir?
Merhabalar;
Bir izleyicim, Esin, benden neon makyajla ilgili bir post hazırlamamı istemişti mailinde. Her ne kadar blogda her türlü makyajı yazmaya çalışsam da, neonlar'a pek yer vermediğimi farkedişim de bu isteğin üzerine oldu. Hazır yaz da gelmiş, insanlar toprak tonlarından çıkıp renkli makyaj arayışlarına girecekken bu yazı zamanlama olarak tam da yerinde olacak diye düşündüm.
Elimde neon bir far paleti yok, ama bizzat denediğim (makyözlük yaparken ya da kendi fotoğraf çekimlerim için kullandığım) ürünleri de belirteceğim. Görselleri internetten alıyorum ve altlarına tabi ki kaynak belirtiyorum bu postta, önceden bilgilendirme yapmış olayım.
Her şeyden önce, neon görüntüleri ikiye ayırmakta fayda var. İlki, editorial dediğimiz dergi/tanırım/reklam çekimleri makyajları. Bunlar, günlük hayatta kullanmadığımız sanatsal makyajlardır ve neonların en sık kullanıldığı yerlerdir.
Tumblr.com
Tumblr.com
İkinci grupsa bu tarz parlak renkleri sakin renklerle birleştirip günlük kullanımda ya da gece makyajında kullandığımız versiyon oluyor, ki bizim aradığımız da bu.
Peki bu tip renkleri kullanırken nelere dikkat etmeliyiz ve özellikle nelerden kaçınmalıyız?
Her şeyden önce, seçilen neonların kalitesinden emin olmalıyız. Neon renkler, soluk durduklarında hiç bir şekilde amaçlarına ulaşamamış renklerdir. Yani, palette göründüğü kadar gözünüzde de canlı görünmeliler. Tabi ki bu sadece farın işi değil, altlarına mutlaka benzer renkte soluk bir baz kullanmalı ve onun üstüne işlemi uygulamalısınız.
Biliyoruz ki, neon renkleri normalde kaliteli bildiğimiz markaların çoğu üretmiyor. Sebebi aşikar, günlük kullanımda çok yeri olmaması.
Kaliteli neon renk deyince aklıma gelen ilk isim, maalesef Türkiye'de satışı olmayan, Sugarpill. Her ne kadar yeni bir marka olsa da, alternatif makyaj line'larının ve defilelerinin vazgeçilmezi. Şahsen bir defa deneme şansı buldum ve neonlarının gözdeki duruşuna hayran kaldım.
Bunun dışında daha uygun fiyatlı bir alternatif olarak, Sleek'in Acid Palette'ini sayabilirim. Şahsen denemiş değilim, ama buraya yazmadan önce reviewlar'ına baktım ve inanılmaz iyi yorumlar aldığını gördüm. Sleek'in çoğu işine güveniyorum zaten, yani çok iyi olması beni şaşırtmadı.
Weshouldmakeup.com
Son olarak, illa ki bildiğiniz markadan şaşmayacağım derseniz, MAC'in neon renklerini öneriyorum. Bizzat fotoğraf çekiminde kullandığım ve en sevdiklerim şunlar; Sour Lemmon, Lime, Bright Sunshine, Aqua, Orange ve Passionate. Hepsinin gözde duruşu mükemmel, güvenilir Mac neon renkleridir.
Eyemasq.wordpress
Bu tarz makyajlarda kalbimin kraliçesi tabi ki Illamasqua, bu markaya olan düşkünlüğümü bilmeyen yok sanırım. Ama hem çok pahalı olması hem de Türkiye'de bulunmaması sebebiyle buraya özel olarak eklemiyorum.
Göz neonlarında dikkat edilmesi gereken ikinci önemli husus, crease ve geçiş renklerinin ayarıdır. Yemyeşil bir neon göz makyajında her zamanki kahverengimsi geçiş renginizi, mesela Omega ya da Cork, kullanmanız garip olur. Neon göz makyajındaki temel prensip "degradation" prensibidir. Yani renkler göz kapağından kaşa kadar birer ton açılarak gitmelidir. Bu durumda, neon yeşil makyajınızdaki geçiş renginiz çok uçuk pastel yeşil, su yeşili olmalıdır ki kaş altınızı ten rengi ya da beyazla kapatabilesiniz.
Üçüncü önemli konu ise kaşları güçlü tutmanız gerektiğidir. Gözleriniz bu kadar patlarken kaşlarınız yokmuş gibi kalabilir, bu sebeple oldukça belirgin bir şekilde doldurmak gerekir. Kalın değil ama belirgin olması şarttır.
Neonları sadece gözde kullanmıyoruz, dudaklarımız da neon olabilir. İkisini aynı anda yapmayacağımızı zaten biliyoruz, özel olarak belirtmeme gerek yok. Neon rujların normal rujlardan farklı bir handikapı yoktur, sadece çevresinden fondöten ve kapatıcıyla geçme prosesini asla atlamamanız ve iyi çerçeve yapmanız gerekir. Benim kendimde en sevdiğim neon rujlar Mac Quick Sizzle ve Mac Viva Glam Nicki Minaj
Neon renkleri sürekli makyaj/imza makyajı olarak benimsemek oldukça zor ve meşakkatli bir iş olduğu için çoğu insan sadece özel günlerde kullanıyor, ama şu var ki herkesin bakışlarını üzerinde hissetmekten çekinmeyen ve tekniğini doğru uygulayan insanlar her zaman hayranlık uyandırır.
Son olarak, neon renkler hata affetmez. Bu sebepten, tekniğinize çok da güvenmiyorsanız ya hep ya hiç ilişkisi içine girmekte fayda var.
xx
Etiketler:
Illamasqua,
mac,
neon,
neon makyaj,
neon renkler,
parlak göz makyajı,
parlak renkler,
renkli göz makyajı,
sleek,
sugarpill,
yaz makyajı
19 Haziran 2013 Çarşamba
Sansa Stark Makyajı//Game of Thrones Kadınları Serisi No.2
Merhabalar;
Beni uzun zamandır takip edenlerin hatırlayacağı üzere, bundan 1 yıl önce Daenerys Targaryen makyajını bir post olarak yazmıştım ve oldukça ilgi çekmişti. Dilerseniz buradan bakabilirsiniz. Şimdi de Game of Thrones kadınları serisine devam etmenin iyi bir zaman olduğunu düşünerek, Sansa Stark'ın makyajını anlatacağım.
Genel hatlarıyla bakarsak, çok hafif bir makyaj uygulaması oduğunu ve doğal tonlarla yapıldığını görüyoruz. Doğal tondan kastımız bir sürü şey olabilir pek tabi ki, ama burada seçilen doğal ton, saçla da senkron bir biçimde olan kırmızı alt tonlu kahverengiler ve şeftaliler.
Gözlerden başlayalım; renk çemberinde mavinin karşılığı turuncu/kahverengi olduğu için ve konsept de bunu gerektirdiği için, tam olarak turumcumsu kızılımsı kahverengiler kullanılmış. Bunun için bir kaç seçeneğimiz olabilir, ama ben karıştırmaktan yanayım. Eğer tam olarak kırmızı bir kahverengi isteseydim, Mac'ten Swiss Chocolate'ı tüm göz kapağına sürüp işimi kolaylıkla bitirebilirdim ama gerek çekimlerin soğuk renk filtresinden(mavidir, kırmızılıkları aşağı çeker dizi ve filmlerde), gerek de fazla kırmızının hasta gibi gösterebileceğinden mütevellit iki rengi karıştıralım diyorum, Mac Cork ve Mac Swiss Chocolate
Sol köşedeki renk, Swiss Chocolate.
2. sırada soldan 4. renk, Cork
Karıştırmayı fırçayı ikisine de batırarak yapmayacağız çünkü oranlarını farklı tutmamız gerekiyor. Önce tüm göz kapağına Cork'u sürüyoruz. Daha sonra, eser miktarda çok ufak bir şekilde Swiss Chocolate alıp Cork'a yediriyoruz. Son aşamada da tekrar üstüne Cork geçiyoruz.
Swiss Chocolate'ı az almamızın iki sebebi var, birincisi kırmızı kahveler soğuk kahveleri çok çabuk bastırır, ikincisi de Swiss Chocolate tam olarak mat bir yapıda olduğu için durduğu yere sabitlenip kalır ve görüntüyü domine eder. Bu sebeptendir ki son cilayı da tekrar Cork ile yaptık.
Çok kolay bir göz makyajıymış gibi görünse de bu tonu tutturmak hiç de kolay değil. Aynı uygulamayı göz altına da yapıyoruz, kalem uçlu fırça kullanırsak çok daha rahat ederiz. Göz altınızdaki uygulamayı biraz aşağı doğru çekmekten çekinmeyin çünkü kalem gibi değil de dağılmış gibi bir görüntü istiyoruz. Daha sonra, göz altındaki uygulamanın dış V'ye yakın olan kısmına çok hafif bir şekilde siyah far ekliyoruz, ama sadece kirpik dibini belirginleştirmek için. Yani çizgi vs. çekmeye kalkmayın.
Kirpikler ayrık ve belirgin, bu yüzden hem üst kirpiğe hem alt kirpiğe ayrı ayrı rimel uygulaması yapıyoruz.
Lancome Hypnose Drama
Clinique Bottom Lash Mascara
Yüzde en dikkat çeken kısım hiç şüphesiz kaşlar. Renk olarak oldukça koyu tercih edilmiş, tam olarak bu rengi yakalamak istiyorsanız önerim Mac'in Spiked isimli kaş kalemi olacaktır. Far kullanmak isterseniz de Espresso ile doldurabilirsiniz. Ama ben her zaman doğal kaş rengine uygunluktan yanayım, o yüzden açık renk kaşlılara Omega far ya da Lingering kalem, koyulara da dediğim gibi Espresso ya da Charcoal Brown önereceğim.
Yüzde çok hafif bir fondöten görüntüsü var ve oldukça mat, ben bunun için elimdeki fondötenlerden Clinique Anti Blemish Solutions'ı tercih ediyorum.
Pudra tercih etmeyeceğim bu görüntü için çünkü havasını bozabilir. Direkt olarak kontura geçiyorum. Yanaklara, şakaklara ve burna ciddi anlamda kontur uygulaması yapılmış, turuncumsu bir makyaj olduğu için çok soğuk bir bronzer seçmiyorum, sıcak tonlu Bourjois Chocolate Bronzer bu makyajda aradığımız kontur rengi olacaktır.
Allık da tüm konsepte uygun olarak şeftali-pembe arası seçilmiş ve oldukça cömert davranılmış, yanaklardaki renk için seçimim Lancome olacak.
Son olarak dudaklara geçiyorum. Dudaklar mümkün olan en doğal renkle renklendirilmiş ama farkettiğiniz üzere gül kurusu/ pembe tonlu kahverengi bir doğallık seçilmiş. Gördüğüm an aklıma gelen renk Mac Syrup oldu ama Syrup lustre olduğu için biraz juicy bir görünümde, o yüzden sürdükten sonra mutlaka peçeteyle ışıltısını almamız gerekiyor.
Sansa'yı dizideki karakter olarak çoğumuz sevmesek de, ve hatta ben şahsen gerçek hayattaki halini de çok özensiz ve banal bulsam da, dizideki makyajı çok günlük ve doğal, bu yüzden çok seviyorum. Kendime uygulamak istediğimde şeftali kısımları, özellikle allığı, biraz pembeye çevirip uygularım çünkü şeftali rengi rujları da allıkları da sevmiyorum, tenime yakışmadığını düşünüyorum. Siz de temel çerçeveyi esas alıp renk değişiklikleri yapabilirsiniz tabi ki.
Bundan sonra Cersei makyajı postu gelecek, her ne kadar neredeyse hiç makyajı olmasa da onunla ilgili de konuşulacak bir şeylerimiz çıkar diye düşünüyorum. Seriye devam kısacası.
xx
17 Haziran 2013 Pazartesi
MAC MSF Lightscapade İncelemesi ve NARS Albatross ile Karşılaştırması
Merhabalar;
Geçen aylarda aldığım MAC MSF Lightscapade'in daha incelemesini yapmadığımı farketmemle konuya NARS'ın kült highlighter'ı Albatross'u da dahil etmem bir oldu. NARS'ın incelemesi şu postumda ayrıca var, detaylı fotoğraflar ve bilgi için tıklayabilirsiniz.
MAC'in bu aydınlatıcısı, mineralize line'dan ve markanın en çok satan iki highlighter'ından biri. Rengi pembemsi beyaz, yani doğala oldukça yakın. Sürdüğünüzde garip bir beyaz şerit, aydınlatma çizgisi vs. görmüyorsunuz. Allığınızın üstündeki boş kısma, elmacık kemiğini belirginleştirmek için kullandığınızda inanılmaz doğal ama ten ışıltısında bir görüntü oluşuyor. Yani teninizin kendi ışıltısı öyleymiş gibi gözüküyor. Benim gibi aşırı beyaz tenli ve mat görüntü seven bir insansanız, bazen yüzünüz çok ölü ve renksiz durabiliyor, ve bu highlighter anında doğal bir canlanma sağlıyor. Aynı şekilde burun kemiği üstü ve dudak üstünü de belirginleştirmekte kullanabilirsiniz, ürün değil de kendi ışıltınızmış gibi duracağından hiç bir şekilde şüpheniz olmasın.
Peki Albatross'dan farkı ne?
En önemli farkı, tabi ki renk. MAC pembemsi beyaz duochrome'ken, NARS beyaz altın renginde. Zaten girişte link verdiğim ayrı inceleme yazısını okursanız bunu detaylı bir şekilde görebilirsiniz.
Solda MAC Lightscapade, sağda NARS Albatross
Solda MAC Lightscapade, sağda NARS Albatross
Solda NARS Albatross, sağda MAC Lightscapade
Renk farkı, kullanım alanı farkına da yol açıyor. Albatross'u burun ve dudakta kullanırsanız pek de doğal durmayabiliyor.
Bunun dışında, renk yoğunluğu olarak Albatross'un Lightscapade'den daha belirgin ve yoğun/görünür olduğunu söyleyebilirim.
Ten rengine göre ayrım yapmanın hiç bir anlamı yok çünkü koyu tenlerde de açık tenlerde de ikisi de harika duracaktır. Ama benim şahsi fikrim, koyu tenliler kesinlikle her zaman highlighter kullanmalı çünkü görünürlüğü çok daha fazla ve oldukça güzel duruyor. Abartmamak tek koşul tabi ki, her zamanki gibi.
Albatross'un pembe allıklarla değil de turuncumsu allıklarla daha iyi gittiğini yazımda belirtmiştim, tekrar altını çiziyorum.
Son olarak ihtiyaç olarak bakarsak, ben ikisini de dönüşümlü olarak kullanıyorum çünkü bahsettiğim gibi ikisinin de yeri ayrı. Birinden birini seçecekseniz şunu alın diyemiyorum bu sebepten dolayı.
Kıssadan hisse, ikisi de muhteşem highlighterlardır ve pişman olmazsınız.
xx
13 Haziran 2013 Perşembe
Balo Kıyafetim ve Makyajım
Merhabalar,
Bildiğiniz üzere, yani eğer Twitter'dan beni takip ediyorsanız bilme ihtimaliniz olduğu üzere, bu ayın başında üniversiteden mezun oldum. Dün balom vardı, haftasonu da kep törenim var. Baloda ne giydiğim, nasıl makyaj yaptığım çokça merak edildi dünden beri. O yüzden detaylıca paylaşmak istedim.
Elbisem, görüldüğü gibi koyu yeşil, anver saten üzeri Fransız tülü, derin göğüs dekolteli ve koyu renk taş detaylı, uzun bir gece elbisesi. Pul, işleme, ağır dantel vs. gibi şeyleri banal ve çok gereksiz bulduğum için, asil ve kaliteli bir elbise aradım. Çok arama fırsatım olmadı çünkü 1 haftadır yataktan çıkmamacasına hastaydım, bu elbiseyi alışım da o zamana denk geldi ama çok içime sindi, rengi beyaz tenimle muhteşem bir kontrast yaptı ve ben de çok severek giydim.
Malumunuz, boyum yeterince uzun olduğu için, hayatımın hiç bir döneminde topuklu ayakkabı giymeye ihtiyaç duymadım. Giydiysem estetik ve zevk için giymişimdir. Bu elbisede de, uzun olmasına rağmen, upuzun bir topuk giyip gereksiz bir uzunlukta görünmek istemedim. Bunun da dışında, nostaljik 50'ler tarzı bir konsept düşündüğüm için ayakkabılarımı da aynı retrolukta almak istedim. Tam olarak istediğim ayakkabıyı da uzun uğraşlar sonucu buldum. Kemik rengi, yanları dantelli önü taşlı oldukça zarif ve mini topuk bir ayakkabı, tamamen aradığım şeydi.
Tüm elbise ve ayakkabı kombini oldukça yumuşak ve romantik olduğu için, dengelemek adına keskin kenarlı bir clutch kullanmam gerekiyordu, ama daha da önemlisi ayakkabımın ara ton olan kemik rengine uyması gerekiyordu. Bu clutch çanta da hepsini karşıladı. Saçımı, 50ler konseptime uygun olarak Vak modeli yaptırdım. Dita Von Teese gibi hissetmek istedim, başardım sanırım.
Makyajım genel hatlarıya turkuaz-siyah koyu bir gece makyajıydı. Turkuazı oldukça az, ama aşağı bakarken ve gözlerim kapanırken görülecek şekildeydi. Adım adım gitmek gerekirse;
Yüzümü her zamanki gibi nemlendirdikten sonra, artık klasiğim olan Nars Sheer Glow fondötenimi MAC 187 fondöten fırçamla uyguladım. Bu gecede çok fazla fotoğraf çekileceği için parlamamak en önemli şey, bu nedenle cildiniz yağlıysa sadece pudra kurtarmayabilir. O durumda, bunun yerine size Sheer Matte olanını tavsiye ederim bu ürünün.
Gözlerimin altını kapatıcıyla kapatmadım çünkü koyu renk far kullanacağım için gözümün altına dökülme ihtimali var, göz makyajım bittikten sonra Nars Radiant Creamy Concealer ile göz altımı kapattım. Göz makyajım için öncesinde baz olarak Mac Painterly Paint Pot'u kaş altıma kadar tüm göze uyguladım.
Bu aşamada, göz kapağınızı 3 eşit parçaya böldüğünüzü düşünün. 3 renkli geçiş yaparak ulaştım çünkü son görüntüye. İlk kısıma, yani gözyaşı noktasıyla başlayan iç kısma, Urban Decay Naked Basics paletinden parlak beyaz olan Venus'ı uyguladım.
İkinci kısma, yani göz kapağının tam ortasına, Mac Teal pigmenti, fırçamı Mac Fix+ ile ıslatarak uyguladım. Pigment kullanımı ve renklerin nasıl değiştiği hakkındaki yazımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Üçüncü kısma da, yani dış V kısmına, Mac'in siyah farı olan Carbon'ı, yavaş yavaş ekleyerek sürdüm. V şeklini oluşturdum gözün dış kısmında, ama çok sivri bırakmamak için temiz olan Mac 224 fırçamla karıştırdım. Tenime geçiş çok sert olmasın diye de geçiş rengi olarak fotoğrafta Carbon'ın sağında olan Omega'yı kullandım. Hafifçe Carbon'ın bitişine sürüp tenime yedirdim. Ayrıca, ilk beyazdan yeşile geçişi de yine temiz bir Mac 224 fırçasıyla karıştırdım ki çizgi halinde bir geçiş olmasın. Ayrıca, aynı Omega ile kaşlarımı da doldurdum.
Kirpiklerimi önce kıvırıcıyla kıvırdıktan sonra Benefit They're Real ile 4-5 kat sürerek belirginleştirdim. Kuruduktan sonra 4-5 kat daha sürdüm. Takma kirpiğim vardı, takma planım da vardı ama farlarım o kadar güzel duruyordu ki kirpik yığınıyla kapatmak istemedim. Alt kirpiklerime de Clinique Bottom Lash Mascara sürdüm.
Göz makyajım bittikten sonra, girişte bahsettiğim kapatma işlemini yaptım ve pudrayla sabitledim. Kullandığım pudra her zamanki gibi Mac Studio Fix.
Kontur işlemi için NYX Taupe'u kullandım. Yanaklarımı, burnumu ve boynumu konturladıktan sonra allığa geçtim. Eğer hangi bronzer'ı seçeceğinize ve hangisiyle kontur yapacağınıza karar veremiyorsanız, şu yazımı okumanızı öneririm.
Gözler çok yoğun olduğu için allığı sakin tutmak gerekiyordu, bunun için de sakin allık konusunda üstüne tanımadığım Mac Blushbaby'i kullandım.
Highlighter için elmacık kemiklerimin üstünü, burun üstümü ve dudak üstümü belirginleştirdim. Bunu Mac Mineralize Skinfinish Lightscapade ve Nars Albatross ile yaptım.
Ruju da söylediğim gibi oldukça sakin tutmak gerekiyordu ama tamamen nude da yapmak istemedim çünkü çok ölü gözükecektim. Mac'in en fosforlu rujlarından biri olan Nicki Minaj ile Barbie pink rengi olan Snob'u karıştırıp sürdüm.
Kullandığım tüm fırçalar üstteki fotoğrafta görülebilir, kirliler kusura bakmayın.
Ojem, Pastel'in 27 numaralı muhteşem güzellikteki bu rengiydi.
Parfümüm, imza parfümüm olan Givenchy Absolutely Irresistible oldu tabi ki.
Bu yazıda sözü geçen ürünlerin ve fırçaların hepsinin ayrı ayrı incelemelerini blogta bulabilirsiniz, ayrıca bu yazının içinde de bazılarının üstlerine tıklayıp ulaşabilirsiniz.
xx
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)