SPF etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SPF etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2012 Pazar

20'lerden Sonra Cilt Bakımı

Malum, iş ciddileşiyor. 2X bir yaşta olunca insan tutuşmaya başlıyor 30'larını 40'larını düşünerek. Bunun tek çözümü de şuan hiç bir etkisini görmeyeceğimiz ama 10 sene sonra şükredeceğimiz cinsten bir cilt bakımını rutin hale getirmek. Cilt bakımı, dediğim "çabuk etki" özelliğinin olmaması sebebiyle hep geriye atılan ya da "hemen etki"lisi tercih edilen bir tür. Ama anlık olarak yüzünüzde oluşan bu etki, 10 sene sonranız için kırıntı kadar bir anlam ifade etmiyor. O yüzden, verdiğiniz paranın boş olmadığını idrak ederek, geleceğe yatırım mottolu bir cilt bakımına ihtiyacınız olacaktır. Ben, şahsi tercihlerim doğrultusunda bu konuda bir kaç ürün önerisinde bulunmakta fayda görüyorum. Fiyarları orjinal değerinden dolar olarak yazacağım.

Öncelikle; nemlendiriciler... Gündüz ve gecesi birbirinden ayrı olan nemlendiriciler ilk sırada tercih ettiklerimiz. Zira, gündüz nemlendiricisinin yapısı hafif ve akışkanken, gece nemlendiricileri ağır ve kalıp gibidir. Repair özelliği de buradan gelir.

Benim kalbimin taht sahibesi Lancome, bu işi en iyi yaptığına inandıklarımdan.

Bienfait Aqua Vital Cream($45.00): Günlük, sade bir nemlendirici. Makyaj altına uygulamak için yeterince ince.

Absolue Premium BX($175.00): İçinde SPF olan ve daha ciddi bir günlük nemlendirici; makyaj uygulamasından 1 saat önce sürmek daha mantıklı çünkü makyaj içine karışıyor hemen sürünce. Yani, uyandığınız an sürmeniz gereken bir nemlendirici.

Absolue Night Precious Cells ($165.00): Olası kırışıklıkları odak noktası yapan gece kremi, ki tek arzumuz bu şuan. Dokusu ölümcül bir kalınlıkta değil, ama gece kreminin ağırlığını hissettiriyor. Genelde 30'lu yaşlara hitap etse de, 30'da gelen kırışıklığa krem sürmek yerine daha ortaya çıkmamış kırışıklığı önlemeyi tercih ederim.

Serumlar; en az nemlendiriciler kadar önemli. Serumların özelliği kurtarma işlemi yapması, yani hem cildinizdeki var olan renk/doku farklılıklarına yönelik, hem de kırışıklıklara.

Bu işte en ciddi şekilde ününü duyduğum ve kullananların çok memnun kaldığı, ama bizzati olarak deneme fırsatını daha bulamadığım Kiehl's Midnight Recovery Concentrate'i ($68.00) öneriyorum. Ürüne insanlar arasında takılan isim ise Elixir. Miktarına göre oldukça pahalı, ama serum piyasasında en ucuz ürün bile 150 lira. Gözden çıkarmayı kafaya koymak gerekiyor.

Tabi ki öncesindeki cilt temizliği ürünleri. Cilt temizlemede Clinique'e çok güveniyorum. 25-30 yaş skalasında tavsiye edilen ürünlerin muhteşem olduğunu söylemek yanlış olmaz. Özel olarak bildiklerim ise şu şekilde;

Rinse-Off Foaming Cleanser($19.50): Makyajı çıkardıktan sonra temel temizlik için.

Turnaround Instant Facial($36.50): Peeling özelliği olan, haftada maksimum 3 kez kullanılması gereken temizleyici.

New Clarifying Lotion 2 ($21.00): Tonik olarak mutlaka kullanılması gereken ürün zira makyaj temizleyicisinin asla ulaşamadığı yerler var..

Durum bu, yatırım gerekli, yaşlanıyoruz, depresyon, bir pazar günü, ve derin mevzular. xx

7 Temmuz 2011 Perşembe

SPF, Beyazlığın Korunması ve Bioderma

İğrenç sıcak, nemli, yapış yapış bir temmuz gününde daha güneşten kaçındığımız karanlıkvari odalardan  birinde bir blog yazısı yazıyorsak, o zaman güneşe karşı güneşle savaşmanın yollarını da yazmalı gibiyiz. Yalnız başlıkta tiksinç bir ırkçı alt metin sevdim, benden kaynaklı değil, kelimelerin kendi faşistliği.
İlk olarak, Spf'in neden önemli olduğuna bakalım. Güneş, her ten rengini ve her pigmenti ölümüne sömürmeye niyetlidir, bu yüzden koyu tenli olmanız sizi hiç bir ön etkiden korumaz. Ama beyazsanız, kendinizi tavada kızartmakla eş değer hücre hisleri içinde bulursunuz. Bu yüzden, ben, içinde bulunduğum grubun derdini yaşadığımdan mütevellit bilerek, beyaz tenli birinin kullanması gereken Spf miktarına sahip bir ürün gözden geçirmesi yapacağım. Kullandığınız SPF ürünlerinin kesinlikle eczanelerde satılan ve marketlerde bulamayacağınız, dermatolojik onaylı olmasına özen göstermelisiniz. Eczanelerin bir numaralı ürünlerinden biri olan Bioderma, 50+ koruma faktörlü koruyucu kremle karşımızda bu nedenle.

Normalde, marketlerden alabileceğimiz güneş kremleri ve ya koruyucular, maksimum 25 faktördür. Hadi güzellik yapayım 30 olsun. Fark etmez çünkü mevzu faktörde değil. Çoğu firma, faktörleri belirlerken. kremi elin üzerine sıkıp tene yedirmeden sadece damla halinde, yaymadan bırakarak UV ışığın altına koyuyor. Buna göre de "sözde" SPF değeri çıkmış oluyor. Ama eczane ürünlerinin testi sırasında o damla şeklinde koyulmuş şey tene yedirilip öyle değer belirleniyor ki zaten bu insanların o kremi kullanış biçimidir, kimse üstünde damla damla krem taşımaz. Bioderma'nın 50 ve yanındaki +'sını da hesaba katarsak daha yüksek değerli SPF kullanmamız durumun ciddiyetini açıklıyordur umarım. Kesinlikle koruyucu krem kullanmalısınız yüzünüz ve elleriniz için. Her gün, evin içinde de olsanız, uyandığınız gibi ellerinize ve yüzünüze koruyucu krem sürmelisiniz. Bir saniye bile güneşe çıkmasanız koruyucunuz üstünüzde olmalı çünkü güneşin direk ışığını almanıza gerek yok zararlarını hissetmek için. Ve en önemlisi, koruyucu kremi kışın da aynı şekilde her gün her ortamda kullanmalısınız. Özellikle de kar varken!
Benim elimde olan Bioderma'nın dışında daha önce kullandığım ve çok iyi sonuçlar aldığım bir kaç koruyu kremi daha paylaşmak isterim aslında, benim önerebileceğim seçenekler olsun. Sırasıyla: Shiseido, Roc ve Vichy. Shiseido görüldüğü üzere 55 yapıp kendini aşmış bir ürün olarak arşivimizde bulunuyor.



Bioderma'nın güneş koruyucusunu aldığımda yanında makyaj temizleyicisi de aldım, çok iyi olduğunu duymuştum. Deneme boyutunu aldım emin olamadığım için ve tek kelimeyle i-na-nıl-maz. En sevdiğim özelliği krem şeklinde değil sıvı formda olması. Krem şeklindeki makyaj sütleri göz için hiç ama hiç uygun değil, kesinlikle çok can sıkıcı. Ayrıca, denemek için tüm elime pespembe bir kalemi yaklaşık 10 kat sürdüm ve ilk denemede sorunsuz çıkardı. Kesinlikle tam boyunu alacağım, eski makyaj temizleyicimden ölümüne nefret ediyorum, marka vermeyeyim tabi.

Sonuç olarak, kısa ve çok öz, GÜNEŞTEN KORUNUN.