10 Ocak 2021 Pazar

MAC Frosted Firework 2020 Yılbaşı Koleksiyonu "Heart Goes Boom" Ruj İncelemesi

 


Merhabalar!

Mac'in klasikleşen yılbaşı serisi, 2020'yi bitirmek için Frosted Firework ismiyle, parıltılı uçuk pembeli simli bir konseptle karşımıza çıktı.


Mac'in yılbaşı koleksiyonlarına son 3 yıldır pek yükselemiyorum açıkçası, kendini tekrar etmenin yanında kalite olarak da çok umut vaadetmediklerini gördükçe soğuyorum. Bu koleksiyonu da tamamen atlamak üzereydim ki sevgili eşim bana bu ruju hediye etti. İyi ki de etmiş açıkçası!



Öncelikle, paketlemenin ve ruj tüpünün dizaynının gerçekten çok lüks hissettirdiğini ve öylesine yapılmış olmadığını(bazen Mac'te rastladığımız üzere) söylemem gerek. Rengi zaten efsane, ama üstündeki simli havaifişek desenleri...Muazzam.



Rujun rengini oldukça yoğun bir fuşya olarak tanımlayabilirim ancak alt tonu mavi değil sarı. O yüzden pıt pıt diye hafifçe uygularsanız tatlı bir pembelik veriyor fotoğrafta benim yaptığım gibi.

İşin anlam veremediğim kısmı, mat seriden olması ama dümdüz satin bitişli olarak gözükmesi ve hissettirmesi. Mat dediğinizde bir Ruby Woo düşünün mesela, bunun onla alakası bile yok. Ne kurutuculuk ne de zor sürüm. Gayet satin, o yüzden pek anlam verebilmiş değilim bu kısma açıkçası. İnternette araştırdığımda da bazı serilerde satin bazılarında matte yazdığını farkettim, daha da garip.

Sonuç olarak beni aşırı mutlu eden bir hediye olmasının yanında, renk olarak beni ihya ettiğini de söylemem gerek. Serinin diğer rujları nasıldır bilemiyorum ancak bu renge çok rahat geçer not verebilirim. Rengin tatlılığı.... Alma niyetiniz varsa tereddüt etmeyin derim.

xx

8 Aralık 2020 Salı

Dupe mu Değil mi: NYX Micro Brow Pencil Vs Anastasia Beverly Hills Brow Wiz Karşılaştırması

 


Merhabalar!

Uzun bir aradan sonra tekrar blogdayım, tekrar evimdeyim. Hiç uzatmadan, yapmayı en sevdiğim incelemelerden birini yapacağım bu posta giriş yapıyorum. Karşılaştırmalar ve dupe olup olmadıklarını incelemek!

Bu posttaki konuklarım; kült kaş ürünümüz, kasıp kavuran, yıllardır tahtını hiç kimselere vermeyen Anastasia Beverly Hills Brow Wiz ve ona dupe olduğu iddia edilen uygun fiyatlı alternatif NYX Micro Brow Pencil.


Anastasia BH ile ilgili ekstra konuşmaya gerek görmüyorum özel olarak, zira tüm övgüleri, tüm hype'ı hak eden bir ürün olduğunu ve ABH marka olarak Türkiye'ye satışta yokken bile Amerika'dan defalarca siparişini verdiğimi, şimdi ise ülkemizden temin ettiğimi belirtmem yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

Aynı seriden, bir tık daha yoğun uygulamalar için olan kaş pomadının incelemesini de uzun zaman önce yapmıştım, onun linkini de buraya bırakıyorum.

Ancak, piyasaların ve kurların durumu sebebiyle Brow Wiz'in satış fiyatı gün itibariyle tam tamına 239 TL olduğu için, çoğu kullanıcı daha uygun fiyatlı alternatifler için arayışa girdi.



En öne çıkan aday ise NYX'in, ürünün dizaynı açısından bire bir benzerini yaptığı ürünü Micro Brow Pencil.




Arkasındaki kaş tarama fırçasından asansörlü yapısına, içindeki ürünün şekline şemaline kadar umut vaadeden bir dupe görüntüsü olan bu ürünün asıl önemli olan niteliği, performansı tabi ki.



İki üründe de kullandığım rengin adı taupe, ve nerdeyse tıpkısı denilebilecek kadar aynı renkteler. Çok zorlarsanız, NYX'in çok hafif daha sıcak tonlu olduğuna kanaat getirebilirsiniz ama günün sonunda gerçekten aynı renkteler.

Ancak...NYX ile olan denemelerimdeki gözlemlerimde ilk farkettiğim şey ürünün uygulanmasının ne kadar zor olduğu ve hatta derimi hafif de olsa acıtacak kadar sert bir yapısının olduğuydu. Yani Brow Wiz, kullanırken deyim yerindeyse yağ gibi kayan, kolayca uygulanan bir yapısı olduğunu çok net hissettiriyor, ve NYX için maalesef aynısını söylenemez.

Bunun dışında, ürünü uygulamanın meşakkatiyle birlikte dikkatimi en çok çeken noktalardan biri de pigmentasyonunun ABH kadar iyi olmadığıydı. Bu da, çok daha fazla ürün kullanıp ancak istediğiniz sonuca ulaşabilmenize ve doğal olarak çabuk bitmesine sebep oluyor. Zamanınızın ne kadar çok harcandığı konusuna değinmeye gerek bile yok zaten.

Renk olarak aynılığından çok memnun kalsam da, renk dışındaki konularda benim gözümde asla Anastasia Beverly Hills'in ikonik Brow Wiz'ine dupe olamayacağını üzülerek söylüyor, bütçeyi ABH bebeğime göre ayarlamaya devam edeceğimi bildirerek bu postu sonlandırıyorum.

Görüşmek üzere!

xx


23 Eylül 2019 Pazartesi

FOREO Luna 2 İncelemesi//Review: FOREO Luna 2


Merhabalar;
Evet doğru görüyorsunuz, yıllar sonra Beauty Gore bloğa geri döndü, Geri dönmek, her şeyin bıraktığım gibi olduğunu, yazı fontlarımın bile aynı kaldığını görmek bana huzur verdi, belirtmeliyim. Hoşgeldim!

Açılışı (devam edeceğini umarak) ünü okyanusları aşan, hepimizin aşina olduğu FOREO ile, ancak özel olarak LUNA 2'siyle yapıyorum *alkışlar*

Hey, yes you feel the breeze and your feelings are not misleading you guys: Beauty Gore is back in town. It's so relieving to be back I must say.
Our grand opening will be on the review of worldwide famous Foreo's Luna 2 device. Enjoy!


FOREO'nun ilk piyasaya sürdüğü ürünlerle başlayan yüz temizleme cihazında devrim akımında sıra LUNA 2'de!


The face cleansing device hype within cosmetics and skincare arena never stops, and never will. Now, it's Luna 2's time to shine.


Bilindiği üzere FOREO LUNA 2 ürünlerinde 4 farklı cilt tipine göre seçenekler mevcut, pembe olan normal ciltler için (Risk almak istemezseniz hassas olana yönelmenizi tavsiye ederim).

As you probably know, Foreo has 4 types of selections for their devices according to your skin type. Pink one's for normal skin (I suggest you to go with sensitive if you have doubts)



Kutuyu açtığımızda içinden çok bir şey çıkmadığını ve kutu tasarımlarına çok da hasta olmadığımı söylemeliyim. Bu kadar büyük bir kutu, ancak görsel haz için harcanabilir bu boyutta bir üründe. Ancak, görsel haz için bir yatırımda bulunmadıkları bir gerçek.

I must state that the packaging doesn't impress me due to its lack of investment on the design. I'd expect something more if they decided to waste that amount of box material with much smaller device.




Cihazın kendisi zaten malumunuz, 12 farklı titreşim ayarı ile birlikte geliyor.Şahsen ben 6. seviyede kullanmaya başladım, nedense ilk kullanışımda o idealmiş gibi hissettirdi ama uygulamadan sonra ilk yıkama için fazla olduğunu hissederek sonrakilerde 4. seviyeyi kullandım,çünkü ilk kullanımda 6. seviye ve günlük kullanım benim yanaklarımda bir miktar sivilcelenmeye yol açtı ki normalde en sorunsuz bölgem burasıdır bu nedenle bu tarz bir reaksiyon yaşamak beni şaşırttı doğrusu. 
Tavsiye verecek olursam, başlangıçta 2. ve ya maksimum 3. seviyede başlamanızı ve her gün değil birer gün arayla kullanmanızı söyler, cildinizin hazır olduğunu hissettiğinizde ise günlük kullanım rutinine geçmenizi öneririm.

Luna 2 claims to remove up to %99 of your make-up with its T-sonic technology, and it comes with 12 levels of vibration you can choose from which is actually the most satisfying part for me. However, I started using it at level 6 and daily, then I noticed some breakouts around my cheek area which is definitely my least problematic area. That's why, I'd suggest you to start with 2 or 3 level of vibrancy every other day not daily indeed. When you feel like your skin's ready and used to this new regimen of facial cleansing, then you're ready to use it daily.




Herkesin ilk izlenimi farklı olsa da, sanırım insanların en çok söyledikleri şeyi ben de söyleyeceğim ilk izlenim etkisi olarak. Gerçekten, ilk kullandığımda bile hissettiğim farklılık cildimin yumuşaklığı ve parlaklığı oldu. Her zaman kullandığınız, partiküllü olmayan jel ya da köpük formundaki temizleyicinizle ilk deneyiminiz bu yönde olacaktır, buna inanıyorum.

Eventhough everyone has a different firs impression experiences, I'll say what the majority says about the first impression on Luna 2: I felt my skin so soft afterwards, yet so clean and bright looking. 




Ve tabi ki, olayın benim için asıl yıldızı, arka tarafındaki anti-aging modu. Temizliğiniz bittikten sonra tekrar çalıştırma tuşuna bastığınızda daha naif ve farklı frekanstaki titreşimleriyle anti-aging modu devreye giriyor. Ben şahsen göz kremimi sürdükten sonra onun üzerinden masaj yapmayı, kalan sürelerde de kaş arası alın bölgesine ve dudak-yanak birleşimindeki mimik/gülümseme çizgilerinin olduğu kısımlara uygulamayı tercih ediyorum. Kısıtlı bir süre içerisinde bunun etkilerini görmek ya da fotoğraflamak mümkün olmayacaktır elbette, ancak şahsi kanaatim bu sonik titreşim işinin yaşlanma karşıtı noktada çok verimli olduğu yönünde. Zaten hissedince de anlayacaksınızdır, oldukça rahatlatıcı olmasının yanı sıra uyguladığınız bölgelere verdiği frekansla kırışıklıklarınızı da aynı ölçüde rahatlatarak görünümlerini azalttığına inanıyorum. 


And obviously, the star of the whole device for me is this anti-aging surface on the back, which activates when you push the power button once more after you finished up with your cleaning session. I personally prefer applying my eye cream and then using device around my eyes, around my mouth and lip area where the mimic lines appear, and between my eyebrows-again the mimic lines on the forehead. It's not possible to proove or photography the difference and improvement within limited time of use in terms of anti-aging properties, however I truly believe that this sonic system works so effectively on anti-aging mode. You feel it when you switch on that mode, that relaxation and calmness within the lines on your faces. As I said, you need to feel and experience your own journey and improvement of anti-aging as it applies the same to all skincare genre but you feel it, if it works or not, eventhough you do not see it immediately. Anit-aging investements are always kinda gamble-like, but you feel your skins condition without seeing the material results anyway.


Son sözler/sonuç:

FOREO tarzı silikon materyalli cihazlardaki en büyük avantaj, belirli bir süre sonra değiştirmek zorunda olmamanız. Ancak bir yandan da, FOREO'nun ürünlerinin fiyatlarının oldukça yüksek bir bant aralığında olduğu da bir gerçek. Bu sebeple, cilt bakımı konusunda yatırım yapmaktan çekinmiyorsanız bu ürüne bu fiyatın değeceğini şahsi olarak düşünsem de ürünün fiyat sebebiyle alınması konusundaki endişeler ve geri adımları da anlayabiliyor ve yerinde buluyorum.


Last words/verdict

It is a great advantage of silicone products like Foreo not to need any manintenance costs such as replacements(happens in brush-based cleaning devices). Unfortunately, it still is a reality that it costs a lots of money to buy this device at once. That's why, I'll sum up my thoughts on the worthiness of this products in terms of its price and effects.

Skincare as its own is a devotion and investement that you can hardly predict the outcomes. That's why, eventhough I think that it's worth it, I surely can understand the concerns and reluctant tendencies on buying this product.


FOREO LUNA 2'yi satın almak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.


*Ürün, tarafıma Foreo tarafından inceleme amaçlı gönderilmiş olup, tüm fikirler şahsıma aittir. Ürün ve kullanımı ile ilgili risklerin hepsi, okuyucunun kendi sorumluluğundadır.

*The product was sent to me to review by Foreo, all the opinions are my own and all the information provided on and taken from my blog is at readers' own risk.

5 Aralık 2016 Pazartesi

ZAMAN YÖNETMENİ 2017 YENİ KAPAKLAR

Merhabalar!

Yılın yine meşhur Aralık ayındayız, bu da demek oluyor ki zaman Zaman Yönetmeni zamanıdır. Geçtiğimiz yıl içinde sizlerden gelen geri bildirimler ve takımımızın değerlendirmeleri sonucunda, var olan içeriğin oldukça efektif ve kolay kullanıma yönelik olduğunu düşünerek bu yıl da içeriği standart tutmaya karar verdik. Eğer sizler için kısıtlayıcı ya da kafa karıştırıcı olduğu yönünden geri dönüşler alsaydık değiştireceğimizi düşünerek bu tasarımı yapmıştık ancak şikayetten çok beğeni bildirimi aldığımız için bu şekilde 2017 girişini yapıyoruz.
Paypal'ın ülkeden çekilmesiyle Etsy üzerinden satış yapma imkanımız da ortadan kalktığı için, ödeme imkanlarıyla ilgili mail atabilir ve bilgi alabilirsiniz. (pinkcastlezamayonetmeni@gmail.com)

Bu sene 8 adet farklı kapak dizaynıyla karşınızda olmakla beraber, geçen senenin kapak dizaynlarının halen mevcut durumda ve aktif olduğunu da belirtmekte yarar görüyoruz. Bu seneki koleksiyonumuz karşınızdadır:

*To the Moon and Back


*Regius Vestigium

*Gold Forest Gold


*Oh My Dog!


*Light as a Golden Feather


*Breathe


*Hyde Park '15


*Gold Classics Vol.I


Sipariş ve sorularınız için: pinkcastlezamayonetmeni@gmail.com

xx

10 Kasım 2016 Perşembe

Alırken Rayban Gözlükleri Kişiselleştirmek: İsim Yazdırma, Çerçeve Rengi ve Sap Desenleri Seçimi, Gözlük Kutusuna İsim Yazdırmak, İtalya'dan Sipariş ve Süreç


*Bu yazı sponsorluk içermemektedir. Kendi paramla alınmış, firmayla bağlantı kurulmamıştır.*
Merhaba!
Geçtiğimiz baharda Rayban'den yeni bir gözlük almaya karar vermiş, 7 yıldır kullandığım klasik Wayfarer'ımın yanına yakışacak güzel bir model arayışına girmiş ve Erika'yı bulmuştum. Rayban satılan çoğu yerde çerçeve rengini bile değiştiremiyorken internet sitesinden İSİM BİLE yazdırabildiğimizi görünce gözlerim yuvalarından fırladı resmen.
Elime ulaştıktan sonra gören sordu, gören merak etti vs. derken herkese tek tek prosesi açıklama durumum oluştu çünkü insanlar da benim yaşadığım gibi ufak bir şok yaşıyordu. Bu sebeple, deneyimimi sizlerle paylaşıp olası soruların cevabı için iletebileceğim bir blog yazısı hazırlamak istedim.


Bilmeniz gerekenler:
1-Siparişiniz İtalya'da özel olarak yapılıyor ve oradan kargolanıyor. Türkiye ayağı sadece tedarikçi.
2-Ek ücreti isim yazdırmak için değil değişik materyal seçimlerine göre(altın sap, kemik bilmemne falan gibi) alırlarsa alıyorlar. Bazen seçimleriniz fiyatı hiç etkilemiyor. Modele göre değişiklik gösteriyor.



Site Rayban'in Türkiye resmi sitesindeki kişiselleştirme kısmı: http://www.ray-ban.com/turkey sayfasında hemen görebildiğiniz "Ray-ban'ınızı kişiselleştirin" kutucuğu. Ona tıklayıp kendi gözlüğünüzü yaratmaya başlıyorsunuz. Aşağıda benim kişiselleştirdiğim gözlüğümün "tarifi:)" var, birebir aynısını isterseniz bu seçimleri yapmanız yeterli olur.


Erika modelinde yazı sap uçlarının içine ve dışına yazılıyor, yani 4 adet farklı kelime seçebilirsiniz isterseniz. Kalp gibi bir kaç işaret de var gördüğünüz gibi, onları da seçebiliyorsunuz, ve ben de bunu yaptım:



Daha sonra gözlüğünüzün kabını seçip oraya da isminizi ya da dilediğiniz yazıyı yazdırabiliyorsunuz; ben direkt olarak adımı ve soyadımı yazdırdım:


Ve 15 gün sonrasında sizin elinizde olacağını garanti edip siparişinizi alıyorlar. Italya'dan inanılmaz hızlı ve güvenli bir biçimde çıkıyor çıkmasına, ama Türkiye'deki kargo şirketlerinin ne kadar nizamsız ve sorunlu çalıştığını biliyorsunuz, bu yüzden klasik "Geldik evde yoktunuz bla bla" dalgalarıyla günlerce ürününüzü şubede salak salak bekletip size haber bile vermeyebiliyorlar. Siz de evde öööylece bekliyorsunuz. Bu yüzden, İtalya'dan kargonuz çıktığında size gelen takip numarasıyla gün gün takip edip, güncellemeler durunca/durursa anında şubeye gidip peşine düşün.

Bu ufak çaplı kargo şanssızlığını atlattığımda ürün elime muazzam paketlenmiş bir şekilde garantisiyle vs. her şeyi dahil gelmişti. Çok şık bir kutusu var biliyorsunuz, zaten isminizi görünce her şeyi unutuyorsunuz gözlüğün üstünde. Fiyatta çok ufak oynamalar olursa oluyor bunun dışında gerçekten gidip sıfır seçim şansınız olan, es kaza mağazaya gelmiş default renklerden seçmek yerine harika bir gözlük yaratmayı tercih edin derim. Ben çevremde deneyen kimse olmadan bir cesaret bunu yaptım ve çok da memnunum. Gözlük niyetiniz varsa, tamamen size ait olanı yaratacağınız yerden, resmi internet sitesinden alın bence diyor, postu bitiriyorum.

Sevgiler
xx

27 Eylül 2016 Salı

BLOĞA DÖNÜŞ + MAC SOAR VE IN CONTROL KARŞILAŞTIRMASI, SOAR'U AMERİKADAN GETİRTMEYE DEĞER Mİ?


Ovvv ne kadar çok zaman olmuş yahu. Evet, döndüm!
Farkettiğiniz üzere tüm yaz bloğa hiç yazı yazmadım, pek de blog okumadım. Blog alemine veda etme niyetim falan olduğundan değil tabi; tezimle sonsuz ve bitmek bilmeyen uğraşı yumakları içerisinde olduğumdan(evet, halen). Tabi tez işlerini hafifletme umudu bile olsa ufak bir ışık yanınca hemen bloğa dönüyorum, çünkü blog 7 yıldır benim için her zaman severek geldiğim ve iş haline getirmeyip kendi kendini parçalamasına izin vermediğim bir yer. Bu yüzden, buradayım, ve bir daha bu kadar uzun bir ara vereceğimi sanmıyorum.

Geri dönüşü Mac'le yapmak istedim çünkü bu aralar bana sık sık Amerika'dan sipariş döneminde nelerin siparişini vermeliyim gibi sorular geliyor ve Mac Türkiye'de olduğu için sadece bir türlü bulunamayan Soar dudak kalemi almalı mı sorularıyla karşılaşıyorum. Onlara da toplu bir yanıt olsun istedim.


Soar bildiğiniz üzere Kylie Jenner'ın ünlü edip stokların durmadan tükenmesine neden olan Mac dudak kalemi; tabi son yıllarda kendi line'ını çıkardığı için buna benzer zibilyon tane rengi 929032 liraya satıyor o yüzden bunu artık kullanmadığı aşikar. Lakin olan oldu ve Soar adeta bir fenomen oldu. Soar'u Türkiye'de bulamadığım için In Control'u alıp incelemesini yazmıştım, şuradan okuyabilirsiniz, ve daha sonra Soar'u Amerika'dan getirttim ve şimdi karşılaştırmasını yapabiliyorum.


İkisi de son yılların 90'lar retrospekt rengi kirli gül kurusu, muted pembe, mauve skalasında. Soar klasik dudak kalemi line'ında ve yapısındayken In Control Pro Longwear seriden; bu yüzden yapısı daha yumuşak, gramajı daha düşük ama daha pahalı. Sürümü çok kolay, Soar biraz daha kuru..



Tabi Türkiye'deki mesele performanstan çok renk dupe'u olup olmaması durumu zira birine ulaşamıyoruz. Cevabı yazmama bile gerek yok diye düşünüyorum, TAMAMEN AYNILAR. Hani biri biraz daha bilmemne, öteki daha tırıvırı demek isterdim ama değil. AYNILAR. Ve bence KESİNLİKLE In Control yapı ve sürüm olarak Soar'un bin kat ilerisinde.


Bir de bu şekilde bir talihsizlik var, In Control elle silince yerinden bile kımıldamazken Soar toz buz olup yok oluyor. Dudakta da aynısını yaptığını söyleyip performans olarak da geride kaldığını belirterek yazıyı bitiriyorum.

Özetle, Türkiye'de yok ve çok popüler diye Amerika'dan Soar söyleyeceğinize gidip düzelce en yakın Mac'ten In Control alıp keyfinize bakın derim.

Evet, geri dönmek güzel! Sevgiler!
xx

19 Mayıs 2016 Perşembe

BÜYÜK AÇILIŞ 2! PINK CASTLE ZAMAN YÖNETMENİ "YAZ 2016" MİNİ PLANNER LANSMANI


Bu lansman için ne kadar heyecanlı olduğumuzu, ekip olarak ne kadar uğraştığımızı anlatmam mümkün bile değil. O yüzden direkt olarak konuya geçiyorum; karşınızda YAZ 2016 sınırlı sürümüyle mini Zaman Yönetmeni! *flaşlar, konfetiler, wuhuuuuuuuuuuuuu*


Yaz demek daha az makyaj, daha az kıyafet, daha az yemek, daha hafif yaşamak demekse, biz de hayatınızın her anında sizinle olması için tasarladığımız Zaman Yönetmeni'ni hafifletme konusunda ciddi girişimlerde bulunduk ve mini Zaman Yönetmenini tasarladık.





Suluboya fırçası görünümlü rakam şemasıyla deniz hissi yaratma adımıyla başlayan tasarım planımız, 10x10 cm net ölçülerde, avuç içinden biraz büyük boyutta, taşınması kolay ve görüntüsü inanılmaz şirin olan bir mini sürüm çıkarma noktasına taşındı.

Her sayfa bir gün olacak şekilde dizayn edilen Zaman Yönetmeni Yaz 2016, haftalık görünüm yerine daha "hafif ve rahat" olan, tatil modu bir tasarıma sahip. Tarihlerin üzerine planlamalarınızı yazdığınızda da alttan gözükecek olmaları, "Ayın kaçıydı ya?" demenize mahal vermeden size bütünsel bir görsellik sunacak.







Tabi ki sadece bununla kalmadık ve sonuna ufak eklemeler yaptık. 6 sayfa farklı desenli boş skeç kısmı, 8 sayfa da farklı renkte yemek planlama bölümleriyle ihtiyaçlarınıza sizi çok boğmadan karşılık vermeye çalıştık. Unutmadan: Yaz 2016 versiyonunda 1 Haziran-1 Eylül arası olmak üzere 3 ay bulunuyor.





Tabi ki Zaman Yönetmeni'nin olmazsa olmazı stickerlar, yeni modelleri ve yaz boyutuna uygun kutu/şerit versiyonlarıyla sizlere sunuluyor. İster tüm sayfayı kaplayan kocaman bir kare, isterseniz de içine tek kelime yazableceğiniz minik bir blok, hangi boyuta ihtiyacınız varsa Pink Castle'da mevcut. Tabi ki önceki stickerlardaki tüm figür ve şekiller yaz 2016 için de kullanılabiliyor, o yüzden satışlarımız önceki stickerlarda da tam gaz devam etmekte.





Son olarak, adınıza özel kapak tasarımlarımız da yaz için yenilendi ve "hafiflik" hissinizi arttırıp güneşin tadını çıkardığınız günlere uyum sağladı! 4 kapak seçeneğimizle Zaman Yönetmeni Yaz 2016, bugün itibariyle sizlerin huzuruna ve satışa çıkmış bulunuyor.

Bir de fiyatta hafifledik ki sormayın, tam yaz havası :) Zaman Yönetmeni Yaz 2016 mini planner, sadece 29.90 TL. Alışverişinizi bize direkt olarak pinkcastlezamanyonetmeni@gmail.com adresine iletebilir, Instagram'da @beautygore hesabına mesaj atabilir ya da Etsy üzerinden Paypal ile satın alabilirsiniz.

Pembe ya da mavi disk seçeneğiniz bulunmakta, bir kısmı pembe bir kısmı mavi gibi varyasyonların talebinde bulunabilirsiniz; hepsine varız :)

Umuyoruz ki Zaman Yönetmeni Yaz 2016 konseptimizi severek kullanır, her gittiğiniz yerde elinizde taşırsınız, bizi de ihya edersiniz. :)

Bugüne kadarki destekleriniz ve Zaman Yönetmeni'ne olan inanılmaz ilginiz sayesinde yeni bir girişimde bulunabildiğimiz için hepinize tek tek yürekten teşekkürü borç biliriz.

Sevgilerimizle;
Pink Castle Ailesi