Rimmel Apocalips: İlk İzlenimler

Merhaba;
Glosslardan ne kadar nefret ettiğimi bilmeyen yok sanırım artık. Yapış yapış saçma yapısı, bi anda tüm makyaja "çok da göze batmasın" havası veren 15-16 yaş çekingen duruşu vs. hiç biri benlik değil. Şahsi makyaj zevklerimin dışında kısacası. Ocak sonu gibi yabancı bloggerların bir anda muhteşem bir hype opereasyonuyla bu ürünü yaymasından hemen sonra merak edip aramıştım ama daha Türkiye'ye gelmemişti. Gelince de o hype'ın etkisiyle burda da mevzu bahis oldular.

İddialara göre ürün, rujla gloss arası. Yani tam bir gloss değil. Bu bende hiç bir tetikleyici etki yaratmadı duyduğumda zira gloss glosstur, ama tabi ki almamak olmaz Ocak'tan beri merak ettiğim bir şeyi. Bu üründe beni çeken renk olayı oldu, bahsettiğim gibi şeffafla açık pastel renkleri arasında gidip gelen glosslardan ziyade baya baya pigmentli rengini veren bir yapısı var, umduğumu o konuda buldum. Ama sadece o konuda tabi.

Yapısını kesinlikle klasik bir gloss'tan farklı bulmuyorum, aynı vıcık vıcıklık. Ha diyeceksiniz ki gloss zaten, e evet yani biliyorum. O kısımda bir beklentim yoktu zaten. Kokusu, çoğu insanın belirttiği gibi, gayet nahoş ama bir süre sonra geçiyor ya da siz alışıyorsunuz, bilmiyorum. Ama dudağınızda gloss varken bir insana ne kadar yaklaşabilirsiniz zaten, o yüzden sizden başkası rahatsız olmayacaktır o kokudan.

Bu renk, en parlak 2 renkten biri line'daki ve bu kadar yoğun bir rengi gloss fırçasıyla uygulamak dünyanın en mantıksız girişimi olur, şimdiden uyarıyorum. Palyaçoya dönmemek için, kendi fırçasıyla dudağınızın ortasına bir miktar ürün koyup sonra asıl dudak fırçanızla sürmek. Koskocaman yuvarlak bir süngerle bu rengin keskin bir sürümü imkansız çünkü.

Kalıcık konusu...Bir gloss için kesinlikle gayet kalıcı, ama dudak ürünü olarak genel bakarsak tabi ki fail. 2-3 yudum sıcak içecekten sonra dudakta kalan kenarlardaki lipliner izi şekli oluyor.

Özetle; bir gloss için iyi, renk olarak mükemmel ama genel klasmanda ürün olarak averaj, hatta altı.

xx