14 Eylül 2015 Pazartesi

İnceleme: Urban Decay 24/7 Glide-On Pencil in "Scorch"//Review: Urban Decay 24/7 Glide-On Pencil in "Scorch"


Merhaba!
Geçen haftasonu, düğün makyajı için ihtiyacım olan bir kaç ürünü almak için Akasya AVM Sephora'ya gittiğimde tabi ki ihtiyacım olmayan bir kaç şey de aldım ve onlardan biri de bu Urban Decay göz kalemi. İyi ki almışım; bilsem yıllar önce alırdım bu rengi.




Urban Decay Türkiye'ye gelene kadar tüm Naked serisini, Basicsleri, hype alan ürünleri vs. bir şekilde yurtdışından getirttiğimiz için, deli gibi Sephoralar'a koşacak bir durum kalmadı tabi. Ama bu Glide-On göz kalemlerini yaklaşık 3.5 yıl önce denediğimden beri sürekli aklımın bir köşesinde. Siyahını ve sıcak tonlu kahverengisini kullanmış ve hastası olmuştum; ama hiç bir siparişimde nedense o parayı verecek isteği kendimde bulamadım.



Bu sefer tüm renkler önümdeyken swatchlarına bakıp, beğendiğim olmazsa eski favori renklerimden birini kesin almaya karar vermiştim. İlk swatchladığım renk buydu; ve sonrasında hiç biri beni bu kadar etkilemedi. Ben hayatımda hiç bir markada bu renk bir göz kalemi görmedim; hele hele bu kadar yumuşak yapılı ve pigmentlisini hiç bir şekilde görmedim.



Sıcak tonlu ve kahverengi bronz olan Scorch'a kelimenin tam anlamıyla hasta olmuş durumdayım. Bu nasıl harika ve özgün bir renktir? O kadar yumuşak ve kolay sürümlü ki parmağınızla bile dağıtıp far haline getirebilirsiniz. Kalem olarak muhteşem bir performansı var; kalıcılığı beklediğimden de iyi. Altın rengi çiğliğinde değil; muhteşem bir günlük kalem rengi. Ne kadar övsem az kalacak gibi hissediyorum, o yüzden burada bitiriyorum ama yolunuz Sephora'ya düşerse mutlaka elinizde deneyip rengi görün derim.

xx

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Real Techniques Bold Metals Koleksiyonu 301 Kontur Fırçası İncelemesi//Review: Real Techniques Bold Metals Collection 301 Contour Brush


Günaydın!
Beni Instagram'dan takip ediyorsanız cuma günü paylaştığım posttan biliyorsunuzdur ki Real Techniques'in Bold Metals koleksiyonu Türkiye'de satışa çıktığı gün bu fırçayı aldım ve ertesi gün elime geçti. Pazartesi incelemesi blogda olacak demiştim, buyurun efendim.




Real Techniques'in yaratıcıları Chapman kardeşler, fırçalarının uygun fiyatıyla kendi Pixiwoo ünleri birleşince dünya çapında inanılmaz satışlar yakaladıklarına güvenmiş olacaklar ki, Bold Metals isimli, profesyonellere hitap ettiklerini ve bu sebeple fiyatının "biraz daha yüksek" olduğunu iddia ettikleri fırça koleksiyonlarını, sıfır endişeyle piyasaya sürüp lansmanını yaptılar. Türkiye'ye gelmesi zaman aldı ama geçen hafta burada da satışa sunuldu. Açıkçası, gerçekten merak ettiğim bir koleksiyondu ve ürünler ülkeye gelene kadar aylardır okuduğum incelemelerin çoğunda nahoş hisler farkettim; tabi yine de beni yıldırmadı ve seri içerisinden en merak ettiğim ürün olan kontur fırçasını 125 liraya aldım.


125 liramı sokakta düşürsem bu kadar üzülmezdim sanırım-en azından belki ihtiyacı olan biri bulurdu. Sebeplerine hemen geçeyim ve neden insanların haklı olduğunu şimdi anladığımı açıklayayım:

-Görüntüsünün kesinlikle pazarlamasında büyük bir etken olduğu ve hiç bir şey olmasa sırf bu rosegold renk için alınacağını düşünüyordum. Bunda bile hayalkırıklığına uğradım. Evet, fırça normalden daha ağır ve sanki lüksmüş gibi hissedebilirsiniz ilk aldığınızda. Ama metal falan değil, AMAN diyeyim sakın buna para verdiğinizi düşünmeyin. SAPI TAMAMEN PLASTİK. Sadece ağırlığını doldurmuşlar. Zaten sap kısmına tırnağınızla vurursanız çıkan sesten anlarsınız.

-Hiç bir şey olmasa buna para veririz dediğimiz estetik kısmında battıktan sonra, performansından medet umuyoruz tabi ki. Klasik bir kontur fırçasının yapacağı kadarını yapıp, allık fırçalarından daha keskin bir hat yaratıyor uygulamada. Buna itirazım yok zaten. Ama kesinlikle normal bir kontur fırçasında olması gereken karıştırabilme özelliği yok. Asla yok hem de. Yüzümü deşiyordum kontur rengini yaydırma konusunda inat ettim diye. SIFIR blending gücü. Sadece keskin bir kontur hattı elde edebiliyorsunuz ki bunu drugstore kontur fırçalarıyla bile yapabilirsiniz.

-Krem ürünleri toz ürünlerden daha iyi aldığı doğrudur çünkü fırçanın kılları çok yoğun. Yani kremi sorunsuz ve bolca alıyor. Ama bunu parmağınız da yapıyor. (!))



Ben ki fırça konusunda yatırım yapmayı oldukça seven ve gerekli gören biriyim biliyorsunuz, ben bile bu fırçanın ederinin maksimum 30 lira olduğunu düşünüyorum. Çok pişmanım aldığım için yahu, kendime kızgınım o incelemeleri okumama rağmen aldığım için. Ama insanlar bazen biraz fazla para verdiği üründen mucizeler bekleyip karşılığını bulamayınca yerden yere vuruyor diye pek inanmamıştım. İnanmam gerekirmiş.

Yine de almayı tercih ederseniz tabi ki bu sizin kararınız olur, ama parmağınızla bile daha rahat kontur rengi karıştırması yapabileceğinizi bilerek alın. Yani sadece "çizgiyi" çekiyorsunuz bu fırçayla. Zerre kadar gereği yok. İşe yaramaz ve şişirilmiş bir fırçadan fazlası değil ve tüm Bold Metals koleksiyonunun en az bunun kadar kötü olduğuna bahse girerim. Zaten ilk çıktığında alıp incelemesi yapan tüm yabancı bloglarda aynı hisleri görebilirsiniz, teyit edebilirsiniz.

Bu parayı verip GARANTİ bir şekilde high end kalite alacağınızı bildiğiniz markalara ayırın bütçenizi derim.

xx

21 Ağustos 2015 Cuma

İnceleme: Colour Pop Super Shock Eyeshadow in "Girl Crush"//Review: Colour Pop Super Shock Eyeshadow in "Girl Crush"


Merhabalar!
Düğün hazırlıkları arasında Amerika'dan siparişini verdiğim bir Colour Pop ürünü elime ulaştı ve açıkçası artık bu siparişten umudu kesmiş olduğum için heyecanımı kaybetmiştim. Ürünü görünce heyecan aynen geri geldi tabi. Buyurun incelemesini yapalım dilerseniz.


Amerika alışverişlerimi Instagramdaki satıcılardan yaptığımı biliyorsunuz zaten. Bugüne kadar hiç bir satıcıyla sıkıntı yaşamadım, ve her sipariş döneminde mutlaka en az bir ürün sipariş verdiğim bir satıcı var, kendisi muhteşem tertipli ve düzenli. O yüzden, daha geçen hafta bir çok ürünün siparişini verdim çünkü sipariş dönemi açmıştı.
Ama maalesef başka bir satıcı (isim vermiyorum) bu ve 3 ürünü daha Haziran'ın ilk haftası sipariş vermiş olmama rağmen, uzattıkça uzatıp, maillere hasbel kader cevap verip, üstüne üstlük 4 üründen 3'ünü bana ulaştırmamış olup, hala ulaştırmadığı ürünlerin geri ödemesini yapmamış durumda. Bekliyorum. Hayatımda 3 ayda gelmeyen kargo görmedim, hele hele böyle düzensiz ve ilgisiz bir satıcı hiç görmedim ki ne kadar çok Amerika alışverişi yaptığımı biliyorsunuz. Türkiye'de olmayan ürünlerin fazlalığından faydalanmak istiyor herkes tabi. Bende öyle linç kültürü yoktur çoğu blogger'ın yapmayı pek sevdiği gibi, o yüzden isim verip hedef göstermek istemiyorum ama şu aralar karşınıza çokça çıkabilecek olan, yeni sayılan bir satıcı. Özellikle merak ederseniz mail atabilirsiniz bana, sorularınızı birebir cevaplarım.

Neyse bu tatsız kısmı üzatmadan Colour Pop'a geçmek istiyorum. Son 1 yılın açık ara en iyi çıkışını yapan ve kalite/fiyat oranında herkesi şaşırtan marka Colour Pop, ilk süksesini bu farlarla yapmıştı. Ben de meraktan ölüyordum desem yalan olmaz, ama işte sipariş dönemlerine denk getirmeyi beklemeyip tanımadığım satıcıdan sabırsızlık sonucu alınca böyle şeyler başıma geldi. Her neyse, Colour Pop drugstore demeye utanacağımız ama fiyatları drugstore seviyesinde olan bir marka. Kalitesi dillere destan, incelemelerdeki puanları dudak uçuklatıyor ve ben cidden bu kadar olay yaratan ne diye düşünüyordum zira her yerde karşıma çıkıyordu.



Paketlemesindeki renklerle başlayayım; gerçekten tumblr/weheartit kitlesinin delisi olduğu renkleri seçerek kitleye oynamışlar ve bence iyi de yapmışlar. Mint her türlü kurtarıyor son 3 yıldır zaten, ne renkmiş arkadaş. Bu arada bangır bangır Amerikan patriotizmi de gözümüzün içine kadar sokuluyor gördüğünüz üzere. Makeup Geek de böyleydi, incelemerimde görmüşsünüzdür. Proud of homemade production modları.



O kadar çok renk seçeneği var ki, denemelik bir tanesini seçmekte bile oldukça zorlandım. Risksiz olan açık renklerden alıp yanılma payımı arttırmak istemedim; koyu renkte başarılı olan açık renkte her türlü iyi bir sonuç çıkarır zaten. O yüzden, Girl Crush isimli rengi aldım.


Rengi oldukça ilginç bana kalırsa; çok soğuk tonlu bir taupe, ama içindeki morluk çok ağır basıyor. O yüzden kirli mor ve taupe grisi karışımı diyebilirim. Üzerindeki desen Colour Pop'a has, bal peteği deseni gibi. Daha ilk sürüşte yok oldu çünkü AŞIRI ve ötesi bir yumuşaklıkta. Kapağı kapatın, büyüsü kaçmasın tadındaki uyarı yazısının da sebebi bu zaten. Daha önce denenmemiş bir formulle yaptıklarını söylüyorlar; ki gerçekten daha önce bu yapıda bir farı hiç bir yerde görmedim. Bu kadar mı rahat sürülür ya?


Smokey eye için biçilmiş kaftanım ben diye yazıyor resmen üzerinde rengin. Naked Basics 2'nin soğuk tonlularına aşırı derecede yakışır diye düşünmüştüm daha ilk gördüğüm an; ve yanılmamışım. Unutmadan; far mat gibi gözükse de hafif bir canlılığı var ki zaten satin yapıda. O yüzden mat farların blending işlemindeki zorluk bunda yok. Gerçi, bu ilginç formüldeki full matların bile zor karışacağına inanmıyorum, cidden farklı bir şey yapmışlar. Bence, imkanınız varsa, tek rengini de olsa alıp denemelisiniz çünkü artık piyasadaki her şey birbirini tekrar eder vaziyetteyken hiç görülmemiş bir şeyi denemek az rastlanan bir durum. Tavsiyemdir.

xx

31 Temmuz 2015 Cuma

Düğün Makyajımda Hangi Ürünleri Kullanmayı Planlıyorum?




Merhabalar!

Düğüne 50 küsür gün kalmışken, düğün makyajımı az çok belirlemiş vaziyetteyim ve kullanmayı planladığım ürünleri, söz verdiğim gibi, sizinle paylaşıyor olacağım bu postta.

Düğün makyajlarının genel teması gereği, saf/duru/bride-to-be önermeleri doğrultusunda, temel renk skalasını hafif pastel renklerde, pembe tonlarını bolca içeren şekilde belirleyerek; çok smokeyler, kuyruklu eyelinerlar içermeyen narin bir göz makyajını hafif bir ıslak dudak görüntüsüyle tamamlama gibi bir mantık söz konusu.

Açıkçası, pek benlik değil.

Hiç bir zaman event-makyaj uyumunu mantıklı bulmamış biri olarak, her gelinin kendini saf/duru title'ıyla davetlilere sunması (Türkçe'de pek hoş olmuyor sunmak deyince, ama "göstermek" anlamındaki bir sunum bu) gerekmediğine inanıyor ve daha ilk saniyeden kendimi bu kümeden dışarı çıkarıyorum.

Planımda olan makyaj, benim imza makyajlarımdan önemli parçaları içeren, ve beni her günkü makyajımla bilen insanların "Evet, işte bu onun görüntüsü." diyebileceği bir gelin makyajı. Bu yüzden, normal hayatımda kullanmayacağım hiç bir şeyi, sırf gelin teması onu gerektiriyor diye kullanmayacağım.

Göz makyajıyla başlamak istiyorum zira en çok vaktimizi alan kısım o olacak.


Baz olarak, makyaj hayatımın ilk senesinden beri sürekli kullandığım ve beni hiç yarı yolda bırakmamış olan, blogda 500 kere gördüğünüz Mac Painterly Paint Pot'u kullanacağım.


Göz kapağı rengini eşitleyecek ve eklenecek renklerin patlamasını sağlayacak zemin rengimi Urban Decay Naked Basics paletinden Foxy olarak belirledim ve onu kullanacağım. Daha sonra, hafif ışıltısı olan vanilya rengi Venus'ü, göz kapağının katlanma kısmına kadar, göz yaşı noktasını dahil edecek biçimde, uygulayacağım.


Dış V kısmında, kat kat olmak üzere bir çok renk kullanıyor olacağım çünkü ne kadar kat olursa son rengin görüntüsü o kadar başarılı ve kalıcı olacak; aynı zamanda da geçişlerin yumuşaklığı oluşacak. Bu sebeple, Urban Decay Naked 3 paletindeki bir kaç mat rengi seçtim.





Açık gül kurusu rengi olan Limit ile belirginleştirmeye başlayacağım dış V bölgesini, koyu gül kurusu olan Nooner'la koyultacağım.


Gül kurusu renkleri, tenle birleşen yerde iyice karıştırdıktan ve geçişi yumuşattıktan sonra, istediğim renk tonuna yaklaşmanın son adımı olarak Mac Antiqued farı yine dış V belirginleşecek şekilde uygulayacağım.


Ve göz makyajımın asıl imzası, aldığım gün yazdığım blog yazısını okuyanların da bileceği gibi, tamamen aşığı olduğum Makeup Geek Burlesque far olacak. Bordo en en en sevdiğim renklerden biri, ve kendime çok yakıştırdığım için göz makyajının patlayan kısmında bu rengi kullanmak istedim. İçindeki düzeyli, abartı olmayan ışıltı da gelin makyajının tamamen mat olmamasını sağlayarak hoş bir aksan yakalayacak.


Son adım olarak, göz kapağının tam ortasına "pop of colour" denilen tek parmak hareketiyle ilgi noktası oluşturacak bir ürün kullanıyor olacağım; o da Mac'ten Vex isimli far.


Yine kült ve vazgeçilmezim olan Mac Blacktrack Gel Liner ile, imzam dediğim kuyruklu eyeliner uygulamamı yapacağım. Kuyruklu eyeliner'sız bir Beauty Gore, Beauty Gore değildir. Hele gelin makyajında, hiç değildir.
Alt kirpik dibine de Blacktrack'i hafifçe geçtikten sonra üzerine biraz dağınık olacak şekilde Burlesque'i sürüp dağıtacağım; böylelikle kızıl tonun alt kirpik dibinde yapma tehlikesi olan hasta görünümü elimine etmiş olacağım.


Rimel seçimimi son favorim Lancome Grandiose'dan yana kullanmayı planlıyorum.



Kirpikler konusunda oldukça heyecanlıyım çünkü son senelerin açık ara en sansasyonel kirpik markası House of Lashes siparişim sağ salim elime geçti ve aldığım iki çiftten birini kullanıyor olacağım; daha kararım kesin değil hangisi olduğu konusunda.


Kaşlarımı, tabi ki, Anastasia Beverly Hills Dipbrow Pomade Blonde ile dolduracağım.

Ten makyajındaysa durum şu şekilde:



Baz olarak Mac Prep+Prime Skin Base Visage


Gözenek küçültücü olarak Maybelline Baby Skin Instant Pore Eraser


Fondöten olarak TABİ Kİ TABİ Kİ TABİ Kİ Nars Sheer Glow-Mont Blanc (Nikahtaki evet'imi Nars Sheer Glow'a ithaf ediyorum.)


Kapatıcı olarak olağanüstü Mac Pro Longwear-NC15


Pudra olarak Hourglass Ambient Lighting Powder-Diffused Light


Kontur konusunda gözüm kapalı güvendiğim Illamasqua Hollow


Hayatımın allığı Mac Breath of Plum



Aydınlatıcılar Mac Lightscapade ve Mac Lustre Drops in Pink Rebel


Dudak kalemi olarak Mac Hip'n'Happy



Ruj olarak, hayatımın ruju Mac Snob'un üzerine hafifçe Mac Syrup kullanacağım.

*http://oliviaericaryanxo.blogspot.com.tr/

Son olarak, makyaj sabitleme ürünü olarak Urban Decay All Nighter Makeup Setting Spray kullanacağım ancak daha elime geçmediği için temsili bir fotoğraf koyuyorum.


Ojemin ne olacağını daha nişan bile olmadan biliyordum ve söylüyordum zaten; Essie Fiji.


Evet, benim düğün makyajı planım bu şekilde. Evlilik hazırlıkları tahmin ettiğimden çok daha fazla zaman alan şeyler oldu. Gelinlik ve makyaj planı, diğer büyük işlerin yanında çok kolay kaldı ki en fazla zaman alacak şeylerden biri olduğunu düşünüyordum. Evimin dekorasyonu benim için çok daha önemli oldu mesela. Ama tabi ki, o güne yaklaştıkça gelinlik-saç-makyaj düşünceleri artmaya başladı. Heyecanlıyım, gerginliğim yok ama biraz yorgunum açıkçası. Bir sonraki update, düğüne çok yakın bir zamanda olacaktır muhtemelen.

Sevgiler

xx