13 Ağustos 2013 Salı
Kurtarıcım: Clinique SPF 50 Güneş Kremi İncelemesi
Merhabalar;
Yanmamak ve bembeyaz ten rengimde sabit kalmak konusundaki takıntım malumunuz. Ama tatile çıkınca, biraz da olsa bronzlaşmak kaçınılmaz son gibi. İşte o "biraz" raddesinin en alt noktasında, en az hasarla atlatabilmek için büyük çaba sarf ediyorum çünkü çok çabuk yanıyorum. Bu yaz da, geçen yaz olduğu gibi bu iş için Clinique SPF 50 güneş kremine güvendim ve pek de boşa çıkardığını söyleyemeyeceğim. Tabi ki her gün yüzerek bir miktar ten rengim değişti, ama öylesine/sıradan bir güneş kremiyle bunun 2-3 katı daha çok yanardım ve UVA/UVB koruması da ne kadar olurdu tartışılır.
Ürünün fiyatı 54 lira, ama bazı yerlerde 60 liraya da satıldığı oluyor. 50 SPF benim için "hala" çok da yeterli, ultra korumalı bir miktar değil ama bildiğiniz üzere SPF miktarının 50'yi geçtiği ürünlerin Türkiye'de satışı yasak çünkü çok fazla kimyasal içeriyor. Ben de katılıyorum, SPF güneşten korurken belli bir miktar kimyasalı da cildinize geçiriyor ama kötünün iyisini aradığınız bir durum bu; delinmiş ozon tabakasından direkt olarak gelen güneş ışığının zararı Vs koruyucu kremin kimyasalının zararı gibi bir marginal cost/benefit grafiğiyle görebilirsiniz ki kötünün iyisi mümkün olduğunca yüksek SPF kullanmak oluyor.
Krem çok sıvı değil, aşırı yoğun/sürümü zor da değil. Tam ortasında. Bembeyaz duruyor ve ilk sürdüğünüzde beyaz kalacakmış gibi geliyor ama hiç bir şekilde renk bırakmıyor, rahat olabilirsiniz bu konuda. Güneş kreminin beyaz izlerinden çok rahatsız olan insanlar var biliyorum, o yüzden özel olarak belirtiyorum.
Kokusu klasik güneş kremi bayıklığında, hindistan cevizi küpüne düşmüş gibi de değil. Gayet ortalama, insanı rahatsız etmeyen bir kokusu var ama üstünüzde yıkanmadığınız takdirde kokusu kalıyor. Yani sürdükten sonra uçan bir koku değil ki ben oldukça sevdim aslında.
Kötü tek bir yanı var; göz çevresine ve göz kapağına sürdüğünüzde aşırı derecede yakıyor. Zaten vücut kremi olduğu için yüze özel geliştirilmiş bir durumu yok. Zaten yüz ve el için özel bir formülde yapılandırılmış, ayrı bir ürün kullanılması gerektiğine inanıyorum. Ben de bu yüzden, yüzüm için normal günlerde de kullandığım La Roche-Posay Anthelios XL SPF 50+ kullandım, bu ürünle ilgili daha önceden yazdığım inceleme yazısı için buraya tıklayabilirsiniz.
Özetle, oldukça güvendiğim ve memnun kaldığım bir güneş kremi Clinique SPF 50, ve önerilerim dahilinde.
xx
Peki la roche mi yoksa clinique mi onerirsin? Benim de cildim acik renk ve bende yanmak istemiyorum.
YanıtlaSilMerhana derin bi gunes.kremi arstirmasindayim hangisini onerirsiniz irde clinogue nim bb kremi hakkinda bilginiz var mi
YanıtlaSilspf 50 bence yeterli değil. ülkemizde saçma yasaklardan biri daha. güneş kremi ne alaka.neden böyle sfp 50 üssüne bir yasa konmuş hangi kafa ile bilmiyorum. yurtdışında her marka en az spf 100 kremlere sahip. benim uyduruk diye düşündüğüm neutrogena bile spf 100, 108, 110 kremlere sahip. ben şuan mecburen spf 60,50 kullanıyorum. elimde 90 spf krem var ama berbat. soruluyor kuruyup. rezil. vucudum için spf 80 sapariş ettim yaz için bakalım bekliyorum. spf 80 in iyi yani ne biliyormusun? normal gunes koruyucularını saat başı, 2 saatte bir, 4 saatte bir(markaya göre değişiyor saat aralığı) yenilemek zorundasın. çünkü etkileri kayıp oluyor. ama spf 80 su ile temas ve 4 saatten sonra bile spf 30 un üzerinde korumaya devam ediyor. oyuzden, bence spf 50 yeterli değil. bizim burdaki en yuksek spf olan 50, yurdışında orta oluyor spf 100,110 abilerine göre. sevdiğim vloggerler spf 70 falan kullanıyor günlük gayette bronzlaşmaya meraklı olmalarına rağmen :)
YanıtlaSilyasal zorunluluk var. 50 üstü yasak. zaten 100 dediklerin 100 değil. Avustralya dışındaki ülkeler spfleri yapay ışık altında test ediyor ki bu gerçek güneş etkisinin çok daha azaltılmış hali. yani burada 50 diye aldığın spf gerçek standartlarda, avustralya ölçümlerine göre max 20. o yüzden 100 dediğin de en fazla 50 olabilir ünkü 50'nin üstü spf kanserojen maddeler barındırıyor. Uluslararası anlaşmalara aykırı.
Sil