NYX Türkiye'ye sonunda gelmiş, Douglas vasıtasıyla. Bugün gittiğim Douglas'ta resmen şenlik şeklinde açmışlardı, inanamadım. NYX, bir drugstore markası olmasına rağmen belirli ürünlerinin gayet kaliteli olduğunu hep okumuştum, ve cidden merak ediyordum. Hemen en merak ettiğim şeyleri aldım, jumbo pencil ve allık. Tabi onlarla sınırlı kalmadı, takma kirpik ve lipgloss da almış bulundum. Üzerine de bir ArtDeco far alıp baya baya alışveriş yaptım, hiç niyetim yokken. Bu arada çıkmış ojelerimin iğrençliğini mazur görün.
NYX Angel Blush 29.90 TL
Rengini inanılmaz tatlı buldum, ki ben pembe-şeftali arası olan bu tonu normalde pek sevmem, ama sürdüğümde de feci tatlı durdu. Sorun şu ki, fotoğrafta görüldüğü üzere, tozlanma yapıyor. Drugstore olması hasebiyle bunu normal karşılıyorum tabi ki.
NYX Jumbo Pencil in Rust 22.90 TL
Jumbo pencil olayı NYX'in şanı, feci merak ediyordum. Sonuç: primer olmadan ve üstüne tozla sabitlemeden toplanma yapıyor, ama toz farla sabitleyince gayet iyi. Yalnız şu renk, şu renk, şu renk yani... İ-na-nıl-maz.
NYX Mega Shine Lip Gloss in Nude Pink 15.90 TL
Lipgloss dünya üzerinde en nefret ettiğim şeylerden biridir, bloğun iyi takipçileri net bilir. Sadece sürerliliğini ve NYX çizgisini test etmek adına aldım. Sonuç: Kalıcılığı çok yok, rengi gayet güzel, Calpol şurup gibi kokuyor. İyk.
NYX Fabulous Lashes in Chic 114 15.90 TL
Takma kirpiklerde fantaziye kaçmışlar, tam çekimlik, tam konseptlik, pembeler maviler, oldukça eğlenceli. Ben normal range'den birini aldım, denemek için oldukça sabırsızım işin aslı.
ArtDeco Eyeshadow 554 18 TL
Ten rengime çok çok yakın bir ton arıyordum uzun zamandır far için, bariz 12'den vurdum. Çok sevdim bu farı, tahminimden de çok sevdim yani.
Fiyat konusu bence sıkıntılı, Amerika'da delilercesine ucuzken burada bir allığının 30 lira olması çok saçma. Drugstore sonuçta, bu fiyattan girmemeliydi.
Öyle ya da böyle, NYX'in Türkiye'ye gelmiş olmasına çok sevindim. Daha almayı planladıklarım var zaten. Hoşgelmiş diyelim.
xx
21 Temmuz 2012 Cumartesi
15 Temmuz 2012 Pazar
Givenchy Absolutely Irresistible
Bu pazar çok kırmızı, yani benim için.
Geçen sabah evden çıkarken YSL Parisienne'i kapıda yere düşürüp kelimenin tam anlamıyla parçalanışını ve yerde süzülüşünü izledikten sonra, 5 dakikalık şoku atlatıp parfümsüz kaldığımı anladığımın üzerinden geçen zamanda Parisienne'i tekrar almayı düşündüm, ama dönüp dolaşıp ciddi favorilerimden olan Givenchy Absolutely Irresistible'ı aldım. Fiyat konusunda da beklediğimden düşüktü, 184 liraydı ve son Şubat'taki Jimmy Choo 290 lira ödemesinden sonra nefes aldırdı bariz bir şekilde.
Kokusuna aşığım bu parfümün, üst tonları ve alt tonları çok ayrı yerlerde, hepsini tek tek alabiliyorsunuz. Kalıcılığı zaten en büyük artısı, baharatlı olmaması benim ten özelliklerim için ideal. Açık tenli olunca baharatlı kokular biraz sırıtıyor. Aklından geçirip emin olamayan varsa itinayla ikna edebilirim.
İyi pazarlar, xx.
14 Temmuz 2012 Cumartesi
Tüketim Pornosu, Açlık, Doyum
Güzel cumartesiler;
Dışarısı yanarken mecburen klimanın karşısında fanustaki balık gibi hayatıma devam ettiğim bu serin dakikalarda aklımda dolaşıp duran bir mevzu var.
Malum, kadın olmaktan üst düzey zevk aldığımız "alışveriş/harcama/çar çur etme" anlarında "doyum" denen duygunun yakınından bile geçmiyoruz. O anı geçiyorum, sonrasında da o doyum gelmiyor. Ertesi gün yine aynı ihtiyaç, aynı delirmiş gözü dönmüş haller...
Bunun belirli iki üç sebebi var tabi. Temel neden, ve en klişe etken aynı zamanda, kapitalizm. Sürekli almalısınız, sürekli tüketmelisiniz, sürekli o canavarı beslemelisiniz ve o sizi yedikçe daha çok kurban vermelisiniz. Siyasi görüşlerden tamamen bağımsız olarak; bu kabul edilmesi gereken bir gerçek. Yaşamak için bir şeyler almak zorundasınız ve o bir şeylerin temel ihtiyaçlarınızın ötesine geçmesi için yapılmayan hiç bir şey yok. Bunun genel geçer adı "tüketim pornosu" ve insanların pornonun her türlüsüne karşı ne kadar aciz olduğunu yaşayan ve yaşamayan tüm var olmuşluklar biliyor. Yemek istediğiniz bir şeyin bile pornosu yapılıyorsa bir yerden sonra teslim olmaktan başka çareniz olmuyor, pidenin içinde yavaşça eriyen tereyağı görüntüsünün de katıksız bir porno olduğunun bilincine varabilirseniz kurtulabilme ihtimaliniz var.
Ve tabi ki hedef kitlesi, her zaman buna eğilimiyle odakta olan kadın tüketiciler ve daha spesifik bir alan olarak kozmetik. Belirli bir süre maruz kaldığınız reklamlar ve inandırıldığınız "Alırsan bu kadın gibi olacaksın, tırnağına o ojeyi sürmene bakar, hadi..." mottosuyla bir ojeye 200 lira verebilecek bir psikolojiniz oluyor, nurlar gibi, hayırlısı olsun.
Burada, umut verici bir durumdan bahsederek, olayın kaçınılmaz olmadığını anlatmak istiyorum esasen. Geçen haftasonu, kafaya koymuştum, Chanel/Dior kalibresinde para harcayacaktım, cidden para harcamayı özel olarak planlamıştım. İhtiyaç kısmı tarışılır, tamamen duygusal. Tek gerçekten ihtiyacım olan partikülsüz peelingdi, ki hala arayıştayım, onu da bulamadım zaten. Neyse, Chanel'deki tüm farları denedim, Shiseido'da çok istediğim şeyleri didikledim, Dior'da bir allık vardı çok istediğim, ona baktım ve sonuç: Almak "istemedim". Para harcamaya hazırsın ve almak istemiyorsun. Bu tarz olaylar son zamanlarda başıma çok sık geliyor ve anlıyorum ki bu doyum olayı ulaşılmaz değil. Bir süre sonra gerçekten insan doyuyor. Velakin, doymak için yemek lazım.
Söyleyeceğim şu ki, bu her alanda böyle olacak. Belirli bir şeye karşı sürekli tekrar eden bir arzunuz varsa, onu doyurmak için belirli şeyleri gözden çıkarıp kalan hayatınızda ona muhtaç olmamaya devam edebilirsiniz. Eğer içinizdeki doymamış hisleri bastırırsanız, ömrünüz boyunca kurtulamazsınız. Bilinçaltınızı asla kandıramazsınız, o sizinle oynar, oynar, oynar, bırakır, atar, süründürür ama siz ona hükmedemezsiniz, o size hükmeder. Gereken tavizleri verip belirli doyumlara ulaşın ve daha sonra çok farklı isteklerinize yönelin. Çünkü açlık, zaaftır.
İyi haftasonları... xx
11 Temmuz 2012 Çarşamba
Ruj İsimlerindeki Çekicilik
Merhabalar;
Bu mevzu benim yıllardır farkında olduğum ve reddetmeden kabul ettiğim bir mevzu aslında. Bunu özellikle Mac yapıyor, ürünlere isim koyarken o kadar derin düşünüyorlar ki o ruju aldığınızda o yazan şey olabilecekmişsiniz gibi hissediyorsunuz. Sephora'da da vardır bu, Dior'da da, çoğu markada... Psikolojik olarak belirli kelimelerin belirli insan kitleleri üzerinde inanılmaz etkileri var ve bunu gayet başarılı bir şekilde kullanıyorlar, helalleri hoş olsun, iyi hissetiriyorlar.
İsimleri şahsımı en çok etkileyenler:
-Mac-
Snob
Creme Cup
Politely Pink
Creme de la Femme
Impassioned
Speak Louder
Lady Danger
Russian Red
Girl About Town
Lickable
Craving
Dark Side
Diva
New York Apple
Kinda Sexy
Vegas Volt
Rebel
High Tea
Myth
Cyber
Hug me
Creme in Your Coffee
-Sephora-
It Girl
Love Test
Courtisane
Crush
Oh Oh!
Mmmmm!
Seduce
-Gördüğünüz gibi Sephora buradan sonra işi erotizmin farklı açılarına götürüyor-
-Dior-
Pink Icon
Silhouette
Plaza
Holiday
Paparazzi
Princess
Fireworks
Bellissima
Bu liste uzar gider, ama bir kadın Dior Paparazzi sürdüğünde kendini celebrity sanmasa da önemli sanıyorsa, işlerini iyi yapıyorlar demektir.
xx
8 Temmuz 2012 Pazar
Bu Pazar Ne Giydik, Ne Sürdük, Ne Okuduk?
Genelde kıyafet postu yapmıyorum, herkes alanını bilecek mottoma saygımdan, ama bu sefer değişik olsun istedim. Bugün ne giydiğimi, makyajımda neler kullandığımı, ne okuduğumu fotoğraflayayım dedim, enjoy! Fiyatları hep soruyorsunuz, ben de fiyat yazmayı pek sevmiyorum, ama mümkün olanları yazmaya çalışacağım. Çok pahalıları yazmak istemiyorum, yani tabi almak isteyen olursa söylerim de saçmalamaya gerek yok, iyi bir saate ne kadar para verildiği bellidir yani, gerek yok.
Rayban Wayfarer Classic/Black/Polaroid: 450 TL
Çanta: Clockhouse: 40 TL
Michael Kors Rose Gold Watch
Oje: Pastel No:23: 1.20 TL
Şort: Batik: 41 TL
T-shirt: Mudo: 59 TL
Jimmy Choo Parfüm: 290 TL, Nars Sheer Glow Foundation in Mont Blanc: 90 TL
Nars Albatros Highlight: 67 TL, Mac Naughty Saute Ruj: 43 TL
Mac Sunbasque Allık: 58 TL, Mac Farlar Naked Lunch, Carbon, Antiqued : Tanesi 43 TL
Lancome Hypnose Drama Rimel: 89 TL, Lancome Artliner: 78 TL
Ve tabi müziksiz/kitapsız bir Pazar düşünülemezdi. Hala Game of Thrones ve okuma eşliğinde Game of Thrones Soundtrack dinlenmektedir.
İyi Pazarlar! xx
Rayban Wayfarer Classic/Black/Polaroid: 450 TL
Çanta: Clockhouse: 40 TL
Michael Kors Rose Gold Watch
Oje: Pastel No:23: 1.20 TL
Şort: Batik: 41 TL
T-shirt: Mudo: 59 TL
Jimmy Choo Parfüm: 290 TL, Nars Sheer Glow Foundation in Mont Blanc: 90 TL
Nars Albatros Highlight: 67 TL, Mac Naughty Saute Ruj: 43 TL
Mac Sunbasque Allık: 58 TL, Mac Farlar Naked Lunch, Carbon, Antiqued : Tanesi 43 TL
Lancome Hypnose Drama Rimel: 89 TL, Lancome Artliner: 78 TL
Ve tabi müziksiz/kitapsız bir Pazar düşünülemezdi. Hala Game of Thrones ve okuma eşliğinde Game of Thrones Soundtrack dinlenmektedir.
İyi Pazarlar! xx
4 Temmuz 2012 Çarşamba
40 Soru: Benimle İlgili
Biraz daha yakın hissetmek adına yapıyorum bazen böyle şeyler, bilenler biliyor. Bu da onun gibi...
1) Makyajla ilgilenmeye ne zaman başladın?
Hmm, tam tarih olarak Mac "Liberty of London" koleksiyonunu çıkardığında artık gerçekten ilgi alanlarımdan birinin bu olduğunu farketmiştim.
2) Makyaj yaparken en zorlandığın şey nedir?
Zorlanmak dememekte fayda görsem de, kişinin yaşına göre makyaj türü seçmek beni düşündürüyor. Çünkü, 16-17 yaşında birine çok da 14-15 yaş makyajı yapmak istemem ama karşımdaki kişi karakter itibariyle buna elverişli olmayabilir, sakin ve içe dönük biri olabilir. Konuşuluyor hallediliyor bu tarz mevzular ama bana kalsa o makyajı "çoğu zaman" öyle yapmam. Yani genç kızlar konusunda, daha cesur olmaları için uğraşmak beni zorluyor.
3) Olmazsa olmaz makyaj ürünün nedir? Seni ne olmadan göremeyiz?
Eyeliner. Kısa ve net.
4) Makyajsız dışarı çıkar mısın?
Tabi ki! Cildimin makyajsız halini çok seviyorum. Genelde makyaj yaparım ve bu tamamen arzumdan kaynaklanır. Makyajsızken güneş gözlüğünün arkasına saklanan biri değilim.
5) Sıcak havaları mı seversin soğuk havaları mı?
Soğuğa pek dayanıklı değilim ve soğuğun içinde yaşıyorum, adeta bir savaşçıyım.
6) Kardeşin var mı?
Hayır, tek çocuğum.
7) En sık kıyafet alışverişi yaptığın yer neresidir?
Mudo'yu baya severim. Skinny'lerimi hep Mavi'den alırım, şaşmaz.
8) Telefonunun markası ne?
Iphone 4
9) Telefonunun arka planında ne var?
Kilitli ekranda bu Eylül'de yaptırmayı planladığım ikinci dövmemin fotoğrafı. Ana ekranda "Stressed, depressed, but well-dressed" yazan bir poster.
10) Bilgisayarının arka planında ne var?
Harika bir çekimden harika bir kadının fotoğrafı.
11) Kızınca en çok söylediğin söz?
Ne gerek var böyle şeylere şimdi, sakiniz, gerek yok.
12) Son günlerde en çok güldüğün şey?
Erkek arkadaşım. Harikadır, muhteşemdir, bu halimde bile yüzümü hep güldürür.
13) Şuan saat kaç?
Anlık sorulara da geçtiğimize göre bu işin sonunu merak ediyorum, 00.03 efenim.
14) Şuan arkada ne çalıyor?
High Hopes-Pink Floyd
15) Burcun nedir?
Başak.
16) Burcunun özelliklerini taşıyor musun?
Oldukça. Mükemmeliyetçiyim, plan delisiyim, sorumluk sahibi olmanın dibini görmüş vaziyetteyim, fazla eleştiririm, kuruntu yaparım ve beni üzen şeyler konusunda durmadan düşünüp kendimi üzmeye devam ederim. Welcome home, Virgo.
17) Kaç yaşındasın?
Bu sorunun bu kadar geç gelmesi çok garip oldu. 21.
18) En son ne zaman sabahladın?
17 Mayıs.
19) Eskiden çok sevdiğin ama şimdi o kadar sevmediğin bir şey var mı?
Genelde bağlılıklarıma sadığımdır ama teenage dönemleri farklı bir boyut tabi.
20) Modaya göre mi giyinirsin?
Stilime göre giyinirim, modaya göre değil.
21) Fallara inanır mısın?
İnandırırım. Tarot falım ünlüdür.
22) Çok abartıldığını düşündüğün bir ürün var mı?
Evet, Nutella'nın çok abartıldığını düşünüyorum. Evet feci güzel ama eşsiz değil.
23) Bir kitap okudum hayatım değişti diyecek olsan....?
Dostoyevski okudum ve hayata bakışım değişti. Yaş 15 civarıydı. O günden beri yaşıtlarımla pek anlaşamıyorum.
24) Biriyle beraberken yapmayı en çok sevdiğin şey nedir?
Oturup ciddi ciddi konuşmak. Özellikle kafamda uzun zamandır evirip çevirdiğim ve bakış açımı netleştiremediğim konular varsa, o konular üzerinde karşımdakinden duruş terapisi almayı severim.
25) Annene mi benziyorsun babana mı?
Bu soruyu 5 sene önce sorsan acımasızca babam derdim ama konuşma tarzım, mimiklerim, vurgularım ve ellerim annemin aynısıymış, öyle diyorlar. Kalan dutlukların hepsi babamın ipoteğinde. :)
26) Uğurlu rakamın?
8
27) Kolye ve bileklik takmaktan hoşlanır mısın?
Kesinlikle. Belirli takılarım vardır ve onlarsız olamam.
28) Kendinde en çok gurur duyduğun şey?
Zekam ve aynı bağlamda genel kültürüm.
29) 10 yıl sonra neredesin sence?
Burada değilim, o kesin.
30) Sinirli misindir?
Oldukça. Üzgünüm ama bu bir gerçek.
31) Bir yön seçecek olsan sağı mı seçersin solu mu?
Sol.
32) Çok hayal kurar mısın?
Daha çok oraya giden yolu tasarlarım.
33) Şuan sana en yakın duran eşyan ne?
Telefonum.
34) Odanın duvarlarının rengi ne?
Şuan koyu mor.
35) Boyun kaç?
1.74
36) İnsanlarla konuşurken samimi ve sıcak mısındır?
Sıcak ama mesafeliyimdir. Cıvıklıktan nefret ederim. Kız kıza ilişkilerin suyunun çıkması benim dünyamda yeri bile olmayan bir hatanın sonucu olabilir ancak. Herkes bireydir, mutualist yaşamdaymışçasına davranmaya gerek yok.
37) İnandığın değerler uğruna savaşmaktan sıkılacağını düşünüyor musun?
İmkanı bile yok. Ha nolur, uğruna savaştığım şeyin kitlesinin içinde berbat kişiler olur ve ara sıra lanet ederim, geçer.
38) Arabesk hallerin var mıdır?
Arada olur, abartmamaya özen gösteririm.
39) Şuan aklına gelen ilk şey? Hiç düşünmeden!
Yastık.
40) Tüm bu sorulara cevap vermekten sıkıldın mı?
Sıkılmadım, yoruldum. Şahsi değil, alınma.
00.30 itibariyle bu posta noktayı koyarım. Umarım sıkılmamışsınızdır okurken. xx