Açık tenin makyajdaki avantajı su ötürmez bir gerçek ama koyu ten renklerinde de doğru kullanıldığında inanılmaz güzel duran allıklar var. Şöyle yapalım o zaman;
1-Çok açık tenler için:
Kullanılacak renkler çok koyu olmamalı ama koyu renk allıklar hafifçe sürülebilir, işte avantaj budur. Demek istediğim, en açık renkten en koyusuna kadar hepsi açık tenlere gider, hafif ya da yoğun. Önerilerim:
Mac Blushbaby
Mac Mocha
Mac Pink Swoon
Mac Tenderling
Mac Stunner
2-Buğday ten/Orta ton/Sarı veya Pembe Alt Tonu Belirgin Ciltler:
Çok ekstremlere kaçmaktan kaçınılmalıdır çünkü tenin zaten kendi rengi ve kimliği vardır, o yüzden daha ılımlı renkler seçilmelidir.
Mac Melba
Mac Trace Gold
Mac Prism
Mac Pinch me
3-Koyu Tenler:
Koyu tene muhteşem giden bir renk varsa o da koyu üzüm rengidir. Mürdüm rengi, bordo, ekstrem pembeler vs. inanılmaz etkilidir, kullanmaktan korkmalıdır koyu ten rengine sahip kişiler. İddia güzeldir, iyidir, hoştur.
Mac Frankly Scarlet
Mac Dollymix
Mac Coy Girl
Mac Sweet As Cocoa
xx
30 Ekim 2011 Pazar
21 Ekim 2011 Cuma
Mac ve Para Vermeyeceğim Ürünleri
Tamam, Mac benim için bir takıntı, bir koleksiyon malzemesi, bir makyaj koleksiyonu yapma sebebi. Amma velakin, fanatizmin gözü kör eden iğrençliğine çok şükür kendimi kaptırmış değilim. Mac'in asla para vermeyeceğim ürünleri var.
Biri, ürüne güvenmediğim için mineralize farlar ve benzeri mineralize ürünler; diğeri ise üründen bağımsız olarak o parayı o ürüne tillahı satsa vermeyeceğim lipstick/gloss/dazzleglass türündeki likit renkli parlatıcılardır.
Mineralize malzemelere uzak durmamın sebebi ya bazı tenlerde alerji yapma ihtimali, ya da uzun dayanma süresi olmamasıdır. Şimdi şöyle bir gerçek var, eğer bir makyaj malzemesinin dayanıklılığı fazlaysa içinde yüzünüze çok da yararlı olmayan bileşenler vardır bunu kabul ediyorum. Kar zarar eğrisinin altında kalan alanları hesaplayıp kıyas yaparsınız, vazgeçtiğinizin zararı az olana yönelirsiniz, ekonomi 101. Ama burda hem ürün alerji yapabiliyor hem de dayanmıyor. Ya dayanıp alerji yapması lazım ya da dayanmayıp sağlığa yararlı olması lazım. Yani 2 negatif tek üründe toplanınca ben vazgeçmek durumunda kalıyorum tabi. Ha altını çizmekte fayda var ki bu hassas cilltler içindir, bazı insanlar sürekli mineralize kullanıyor ve çok mutlular, ama ben risk almak istemedim.
Gelelim şu gloss mevzusuna... Ben gloss insanı değilim. Sebepleri: 1) Ben dudak rengini tam severim, açık hafif sade sakin dudak renklerinden nefret ederim. Ya adam gibi ruj sürerim ve makyajımın asıl odağı o opak ve rengi tok ruj olur, ya da hiç sürmem. Griler bana göre değil ve bu grinin makyaj literatüründeki karşılığı gloss'tur. Zaten gloss'un yapım amacı, insanların dikkat çekmesinden korktuğu ruj renklerinin tonunu 1-2 ton aşağı çekmektir. Yanına yaklaşmama sebeplerimin en temeli budur. 2) Saça yapışıyor arkadaş bu iğrenç şey, eğer sürekli kapalı alanda fanustaki balık gibi yaşamıyorsanız hava durumu sizi ilgilendiriyordur ve gloss o hava durumuna düşmandır, hem yaz hem kış. 3) Hepsi aynı. Şaka yapmıyorum ben şuan. Glossların hepsi paketinde bambaşka, ama dudağa sürünce parlak pembemsi ya da açık kahvemsi bir renk. E pardon da, neden gloss gibi iğrenç bir şeyle güzelim rujumu ezik bir konuma sokayım o makyajda ben? Yine altını çizeyim, hiç ruj kullanmıyor ve sadece gloss tercih ediyorsanız bu laflarım tabi ki size değil, yanlış anlaşılmak hiç hoş olmaz. Ayrıca, kimseyi dudağındaki ürün yüzünden eleştirmek benim hakkım değildir, ama olayın eğrisi doğrusu budur.
Ha işin Mac açısında bir de fiyat sebebi var, sanıyorum 33 ya da 34 lira serçe parmak boyutundaki glosslar. Kıssadan hisse, gloss kadar gereksiz bir makyaj ürünü bilmiyorum, benim dünyamda yeri yok. Mineralize ürünlere de mesafeliyim ve sanırım öyle kalacağım. xx
Biri, ürüne güvenmediğim için mineralize farlar ve benzeri mineralize ürünler; diğeri ise üründen bağımsız olarak o parayı o ürüne tillahı satsa vermeyeceğim lipstick/gloss/dazzleglass türündeki likit renkli parlatıcılardır.
Mineralize malzemelere uzak durmamın sebebi ya bazı tenlerde alerji yapma ihtimali, ya da uzun dayanma süresi olmamasıdır. Şimdi şöyle bir gerçek var, eğer bir makyaj malzemesinin dayanıklılığı fazlaysa içinde yüzünüze çok da yararlı olmayan bileşenler vardır bunu kabul ediyorum. Kar zarar eğrisinin altında kalan alanları hesaplayıp kıyas yaparsınız, vazgeçtiğinizin zararı az olana yönelirsiniz, ekonomi 101. Ama burda hem ürün alerji yapabiliyor hem de dayanmıyor. Ya dayanıp alerji yapması lazım ya da dayanmayıp sağlığa yararlı olması lazım. Yani 2 negatif tek üründe toplanınca ben vazgeçmek durumunda kalıyorum tabi. Ha altını çizmekte fayda var ki bu hassas cilltler içindir, bazı insanlar sürekli mineralize kullanıyor ve çok mutlular, ama ben risk almak istemedim.
Gelelim şu gloss mevzusuna... Ben gloss insanı değilim. Sebepleri: 1) Ben dudak rengini tam severim, açık hafif sade sakin dudak renklerinden nefret ederim. Ya adam gibi ruj sürerim ve makyajımın asıl odağı o opak ve rengi tok ruj olur, ya da hiç sürmem. Griler bana göre değil ve bu grinin makyaj literatüründeki karşılığı gloss'tur. Zaten gloss'un yapım amacı, insanların dikkat çekmesinden korktuğu ruj renklerinin tonunu 1-2 ton aşağı çekmektir. Yanına yaklaşmama sebeplerimin en temeli budur. 2) Saça yapışıyor arkadaş bu iğrenç şey, eğer sürekli kapalı alanda fanustaki balık gibi yaşamıyorsanız hava durumu sizi ilgilendiriyordur ve gloss o hava durumuna düşmandır, hem yaz hem kış. 3) Hepsi aynı. Şaka yapmıyorum ben şuan. Glossların hepsi paketinde bambaşka, ama dudağa sürünce parlak pembemsi ya da açık kahvemsi bir renk. E pardon da, neden gloss gibi iğrenç bir şeyle güzelim rujumu ezik bir konuma sokayım o makyajda ben? Yine altını çizeyim, hiç ruj kullanmıyor ve sadece gloss tercih ediyorsanız bu laflarım tabi ki size değil, yanlış anlaşılmak hiç hoş olmaz. Ayrıca, kimseyi dudağındaki ürün yüzünden eleştirmek benim hakkım değildir, ama olayın eğrisi doğrusu budur.
Ha işin Mac açısında bir de fiyat sebebi var, sanıyorum 33 ya da 34 lira serçe parmak boyutundaki glosslar. Kıssadan hisse, gloss kadar gereksiz bir makyaj ürünü bilmiyorum, benim dünyamda yeri yok. Mineralize ürünlere de mesafeliyim ve sanırım öyle kalacağım. xx
14 Ekim 2011 Cuma
Pembe/Mor Göz Makyajı
Pembe, dudak için ne kadar muhteşem bir renkse göz için de o kadar sakat bir renktir. Ama bu işe cidden gönül verdiyseniz ve yapmak istiyorsanız, berbat gözükmeden güzel pembe tonları nasıl yakalarız sorusunun cevabına bir göz atalım istedim. Mor, pembeden farklı olarak göz için çok hoş bir renktir, ek bilgi olarak vereyim. Dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, asla tek renkle gitmeyip tamamlayıcı renk kullanmaktır ki bu neredeyse her çeşit makyaj için geçerlidir.
1-Açık Pembe Makyaj
Makyajın isminin açık pembe olmasının sebebi, kullandığımız farın renginin açık pembe olması değil. Tamamladığımız rengin açık olmasıdır.
Görüldüğü üzere, iç kısma açık sarı alt tonlu bir renk, dışa da pembe sürerek abartı olmayan günlük bir pembe göz makyajı yapılmış. Bu renkler için önerilerim Mac Ricepaper ve Mac Sushi Flower
2-Açık Mor-Pembe Makyaj
Burada, renk yoğunluğunun tavan yaptığı bir makyajdayız. Morla pembe, çok zor olmasına rağmen, birbirinin tamamlayıcısı ilan edilmiş ve doğru da olmuş. Öneriler: Mac Stars n Rockets ve yine Mac Sushi Flower.
3-Koyu Mor Makyaj
İşte budur dediğim makyaj, her istediğimde direk elimin gittiği ve çok zevk alarak yaptığım makyaj. Dışa, oldukça yoğun bir mor olan Vibrant Grape; iç kısma da Mac'in fenomen siyahı Carbon, ve mükemmel mor makyaj.
Pembeyi ve moru seven insanların korkmadan ama doğru bir şekilde yapabildiği, eğlendiği makyajlar diliyorum. xx
1-Açık Pembe Makyaj
Makyajın isminin açık pembe olmasının sebebi, kullandığımız farın renginin açık pembe olması değil. Tamamladığımız rengin açık olmasıdır.
Görüldüğü üzere, iç kısma açık sarı alt tonlu bir renk, dışa da pembe sürerek abartı olmayan günlük bir pembe göz makyajı yapılmış. Bu renkler için önerilerim Mac Ricepaper ve Mac Sushi Flower
2-Açık Mor-Pembe Makyaj
Burada, renk yoğunluğunun tavan yaptığı bir makyajdayız. Morla pembe, çok zor olmasına rağmen, birbirinin tamamlayıcısı ilan edilmiş ve doğru da olmuş. Öneriler: Mac Stars n Rockets ve yine Mac Sushi Flower.
3-Koyu Mor Makyaj
İşte budur dediğim makyaj, her istediğimde direk elimin gittiği ve çok zevk alarak yaptığım makyaj. Dışa, oldukça yoğun bir mor olan Vibrant Grape; iç kısma da Mac'in fenomen siyahı Carbon, ve mükemmel mor makyaj.
Pembeyi ve moru seven insanların korkmadan ama doğru bir şekilde yapabildiği, eğlendiği makyajlar diliyorum. xx
7 Ekim 2011 Cuma
Pudralar ve Akneler
Şimdi, bilindiği üzere bu makyaj çizgisinde en dikkat edilmesi gereken şey direk yüzümüze "tüm" teması sağlayan fondöten ve pudralardır. Dikkat etmek derken, drug store tabir edilen ucuz ürünleri zaten geçiyorum, çok iyi para verdiğiniz ürünler de soruna yol açabilir.
Bunun en rahat örneği Mac'in Mineralize Skinfinishleridir. Ben yaşamadım çünkü ben MSF kullanmıyorum, ama internette "Mac MSF and break out" diye arattığınızda tonlarca insanın MSF yüzünden yüzünde tonlarca sivilce çıktığına dair hikayeleri dinleyebilirsiniz.
Bunun dışında, benim kullandığım Mac Studio Fix Foundation Powder'ın da içinde MSF'teki bir madde var ve ciddi ciddi düşünmeye başladım, bende de böyle bir şey yapmış olabilir mi diye çünkü çenemde sivilceler ardı ardına çıkıyor. Bunun sebebi benim çene bölgemin sivilceye yatkın olması olabilir, çünkü çok uzun zamandır bu ürünü kullanıyorum ve yüzümün başka yerlerinde yok. Ama şüphelendim ve 1 hafta ürünü kesiyorum bu günden itibaren, ve sivilcelerim geçerse kullanmayı bırakıyorum, ama açıkçası hiç sanmıyorum.
Hep Mac'ten gitmiş gibi oldum çünkü en içinde olduğum marka Mac, ama Dior'un da çoğu pudrasının "break out"a yol açtığını okudum.
Benim Mac hastalığımı bilmeyen yoktur, amma velakin ben pudra dışında Mac'in yüz ürünü olan, yani fondöten kapatıcı benzeri, ürünlerini kullanmıyorum. Clinique tercihimdir her zaman. Ama, bunun dışında aklınızda Mac'in farları, rujları, allıkları, kalemleri hakkında zerre kadar şüphe oluşmasın çünkü o etken maddeler sadece fondöten ve pudralarda bulunuyor ve kesinlikle herkes bu sorunu yaşamıyor, hassas ciltli insanlardan gelen şikayetler bunlar. O yüzden Mac'i kalbimdeki tahtından asla indirebilecek bir durum değil.
O etkin maddeler de şu üçü: TALC, DIMETHICONE, BISMUTH OXYCHLORIDE
İçinde bu bileşenler ve belki titanyum dioksit olan pudra ve fondötenlerden kaçınmamız hoş olacaktır ama bu doğanın kanunu, güzel olan sakıncalı yani. Demek istediğim, iyi fondötenin de iyi durması ve kendini koruması için bu tür şeylere ihtiyacı var. Seçim sizin, ya iyi bir görüntü ya da iyi bir yaşlılık dönemi. Ben ikinciyi seçeli baya oluyor. xx
Bunun en rahat örneği Mac'in Mineralize Skinfinishleridir. Ben yaşamadım çünkü ben MSF kullanmıyorum, ama internette "Mac MSF and break out" diye arattığınızda tonlarca insanın MSF yüzünden yüzünde tonlarca sivilce çıktığına dair hikayeleri dinleyebilirsiniz.
Bunun dışında, benim kullandığım Mac Studio Fix Foundation Powder'ın da içinde MSF'teki bir madde var ve ciddi ciddi düşünmeye başladım, bende de böyle bir şey yapmış olabilir mi diye çünkü çenemde sivilceler ardı ardına çıkıyor. Bunun sebebi benim çene bölgemin sivilceye yatkın olması olabilir, çünkü çok uzun zamandır bu ürünü kullanıyorum ve yüzümün başka yerlerinde yok. Ama şüphelendim ve 1 hafta ürünü kesiyorum bu günden itibaren, ve sivilcelerim geçerse kullanmayı bırakıyorum, ama açıkçası hiç sanmıyorum.
Hep Mac'ten gitmiş gibi oldum çünkü en içinde olduğum marka Mac, ama Dior'un da çoğu pudrasının "break out"a yol açtığını okudum.
Benim Mac hastalığımı bilmeyen yoktur, amma velakin ben pudra dışında Mac'in yüz ürünü olan, yani fondöten kapatıcı benzeri, ürünlerini kullanmıyorum. Clinique tercihimdir her zaman. Ama, bunun dışında aklınızda Mac'in farları, rujları, allıkları, kalemleri hakkında zerre kadar şüphe oluşmasın çünkü o etken maddeler sadece fondöten ve pudralarda bulunuyor ve kesinlikle herkes bu sorunu yaşamıyor, hassas ciltli insanlardan gelen şikayetler bunlar. O yüzden Mac'i kalbimdeki tahtından asla indirebilecek bir durum değil.
O etkin maddeler de şu üçü: TALC, DIMETHICONE, BISMUTH OXYCHLORIDE
İçinde bu bileşenler ve belki titanyum dioksit olan pudra ve fondötenlerden kaçınmamız hoş olacaktır ama bu doğanın kanunu, güzel olan sakıncalı yani. Demek istediğim, iyi fondötenin de iyi durması ve kendini koruması için bu tür şeylere ihtiyacı var. Seçim sizin, ya iyi bir görüntü ya da iyi bir yaşlılık dönemi. Ben ikinciyi seçeli baya oluyor. xx
2 Ekim 2011 Pazar
Retrodan Vazgeçmek Gibi Bir Lüksüm Yok
Ve asla da vazgeçmeyeceğim. Gelmiş geçmiş en güzel moda akımı retro/vintage akımıdır ve makyajı, saçı, elbisesi, ayakkabısı, her tamamlayıcısı ayrı güzeldir. Bunun için, siyah eyeliner-kırmızı ruj olmayan, daha soft ama hala kırmızı ruj iddiasını sürdüren bir retro görüntüye nasıl ulaşılacağını göstereceğim.
Fotoğraf, Miles Aldridge'in inanılmaz objektifinden. İnanılmaz bir fotoğrafçı, 2-3 idolümden biri. Tekrar tekrar, ellerine sağlık. O zaman başlayalım.
Yüzdeki inanılmaz beyazlığın ve porselenliğin farkındasınızdır. Ve dünyada tam beyaz fondöten yapan tek marka var. Illamasqua. Ama bu ten kireç beyazı değil. O yüzden, saf beyazla çok açık ten rengini karıştıracağız. Illamasqua'nın bu iki fondöteninin numaraları sırasıyla RF 105 ve LF 115.
Tüm yüzümüze ve boynumuza iyice sürdükten sonra, sabitlemek için Mac Prep+Prime Transparent Finishing Powder'ı uyguluyoruz.
Gözleri her zamanki gibi Mac Painterly Paint Pot'la hazırladıktan sonra tüm göz kapağımıza Mac Soft Brown'ı sürüyoruz. Çok dağıtmıyoruz.
Daha sonra, dış v kısmına Mac Espresso'yu karıştırma fırçamızla sürüp v şeklini yumuşatarak uyguluyoruz.
Espresso'yu açılı fırçamızla hafifçe alarak göz altımıza da kalem çeker gibi sürüp dış v noktasıyla birleştiriyoruz.
Sonra, Lancome Artliner eyelinerımızla orta kalınlıkta bir çizgi oluşturuyoruz ve kuyruk yapmıyoruz.
Mac Carbon'ı yine açılı fırçamızla alıp az önc sürdüğümüz Artliner'ın üzerinden hafifçe dokundurarak geçiyoruz ki likit eyeliner sabitlensin ve parlamasın. Aynı şekilde, gözün alt iç kısmına da bu işlemi uyguluyoruz. Daha sonra 3-4 kat maskarayla gözü bitiriyoruz.
Dudaklar için öncelikle tüm dudağımızı en başta hazırladığımız fondöten karışımıyla kapatıyoruz. Daha sonra Mac Redd dudak kalemiyle çerçevemizi yapıp içini dolduruyoruz. Sonra, Mac Russian Red'i tüm dudağımıza ortalarda yoğun olmak suretiyle sürüyoruz. Son adım olarak, açılı fırçamızla fondöten karışımımızdan ufak bir miktarda alıp dudak çevremizden geçiyoruz ki tüm kusurlar kapansın ve mükemmel bir retro kadını olalım.
Tekrar tekrar, Miles Aldridge, inanılmazsın. Model hanım kızımız, sen de taş gibisin. xx
Fotoğraf, Miles Aldridge'in inanılmaz objektifinden. İnanılmaz bir fotoğrafçı, 2-3 idolümden biri. Tekrar tekrar, ellerine sağlık. O zaman başlayalım.
Yüzdeki inanılmaz beyazlığın ve porselenliğin farkındasınızdır. Ve dünyada tam beyaz fondöten yapan tek marka var. Illamasqua. Ama bu ten kireç beyazı değil. O yüzden, saf beyazla çok açık ten rengini karıştıracağız. Illamasqua'nın bu iki fondöteninin numaraları sırasıyla RF 105 ve LF 115.
Tüm yüzümüze ve boynumuza iyice sürdükten sonra, sabitlemek için Mac Prep+Prime Transparent Finishing Powder'ı uyguluyoruz.
Gözleri her zamanki gibi Mac Painterly Paint Pot'la hazırladıktan sonra tüm göz kapağımıza Mac Soft Brown'ı sürüyoruz. Çok dağıtmıyoruz.
Daha sonra, dış v kısmına Mac Espresso'yu karıştırma fırçamızla sürüp v şeklini yumuşatarak uyguluyoruz.
Espresso'yu açılı fırçamızla hafifçe alarak göz altımıza da kalem çeker gibi sürüp dış v noktasıyla birleştiriyoruz.
Sonra, Lancome Artliner eyelinerımızla orta kalınlıkta bir çizgi oluşturuyoruz ve kuyruk yapmıyoruz.
Mac Carbon'ı yine açılı fırçamızla alıp az önc sürdüğümüz Artliner'ın üzerinden hafifçe dokundurarak geçiyoruz ki likit eyeliner sabitlensin ve parlamasın. Aynı şekilde, gözün alt iç kısmına da bu işlemi uyguluyoruz. Daha sonra 3-4 kat maskarayla gözü bitiriyoruz.
Dudaklar için öncelikle tüm dudağımızı en başta hazırladığımız fondöten karışımıyla kapatıyoruz. Daha sonra Mac Redd dudak kalemiyle çerçevemizi yapıp içini dolduruyoruz. Sonra, Mac Russian Red'i tüm dudağımıza ortalarda yoğun olmak suretiyle sürüyoruz. Son adım olarak, açılı fırçamızla fondöten karışımımızdan ufak bir miktarda alıp dudak çevremizden geçiyoruz ki tüm kusurlar kapansın ve mükemmel bir retro kadını olalım.
Tekrar tekrar, Miles Aldridge, inanılmazsın. Model hanım kızımız, sen de taş gibisin. xx